7 Temmuz 2012 Cumartesi

600 bin 'hırsız' aklandı !


3. yargı paketiyle kaçak elektrik kullanmak ‘hırsızlık’ kapsamından çıkarıldı. Yeni yasa ile hakkında suç duyurusunda bulunulan 600 bin kişi ‘elektrik hırsızlığı’ndan kurtulacak

Meclis'te kabul edilen 3'üncü yargı paketi, elektrik hırsızlığından mahkûm olanlar için de önemli değişiklikler getirdi. Örneğin bir abone, kaçak elektrik kullandı. TEDAŞ, gerekli tespitleri yaptı. Kişi hakkında 'elektrik hırsızlığı' suçlamasıyla dava açıldı.

Abone, 'elektrik hırsızlığı'ndan yargılandı ve mahkûm oldu. Sabıkasına 'hırsızlık' suçu işlendi. Yasa, bu kişilerin yargılanıp mahkûm oldukları 'hırsızlık' suçunu, tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırıyor. Sabıka kaydından 'hırsızlık' suçunun silinmesinin önünü açıyor.

NASIL YARARLANACAKLAR?
Bu kişilerin, öncelikle, 6 ay içinde kaçak kullandığı elektriğin parasını TEDAŞ'a yatırması gerekiyor. 3'üncü yargı paketinde yer alan madde kapsamında, 'elektrik hırsızlığı' yerine 'karşılıksız yararlanma' suçundan yeniden yargılanma için ceza aldığı mahkemeye başvuracak.

'YAŞAMLARI DEĞİŞECEK'
Hukukçular, hırsızlık suçunun eski düzenlemede 10 yıl da geçse sabıka kaydından silinmediğine işaret ederek, "Yasayla, bu değişikliğin yapılmasına olanak sağlanıyor. Hırsızlık suçu, pek çok kamu hizmetinden yararlanmayı da engeller. 3'üncü yargı paketinde getirilen değişiklikle, yüz binlerce kişinin de yaşamı değişecek" değerlendirmesini yaptı.

1 MİLYON SABIKALI
Enerji Bakanı Taner Yıldız, nisan ayında MHP'li Alim Işık'ın önergesini yanıtlarken 2003'ten bu yana 44.8 milyon abonenin denetlendiğini, 1 milyon 850 bin kaçak tespit edilerek 'tahakkuka bağlandığını', 598 bin 241 abone hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı. Halen 230 bine yakın soruşturma ve dava sürerken Adalet Bakanlığı kaynakları, her yıl 70 bin kişi hakkında kaçak elektrikten dava açıldığını belirtiyor. Adli Sicil İstatistikleri'nde veri bulunmuyor ancak elektrik hırsızlığından 1 milyona yakın kişinin sabıkalı olduğu tahmin ediliyor.

İŞTE O KRİTİK MADDE
Elektrik hırsızlığından mahkûm olanların sabıkalarını 'temize' çıkaracak madde şöyle: "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar."

Alıntı: Habertürk  

6 Temmuz 2012 Cuma

bence alımlar için hafta sonu da arada var erken olabilir..
gümüş çok az düştü şu an itibariyle.. gümüşten bir düşüş daha beklenebilir aslında günün ilerleyen saatlerinde..
parite 1,22 li rakamları görebilecek beklentisi içindeyiz zaten çok az kaldı..

avrupa da satışlar hızlanmış borsalarda..
bizim borsayı desenize haftaya patlatacaklar

Fitch & Türkiye Kredi puanı için 3 ay süre


Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, önümüzdeki üç ay içinde kredi notu ile ilgili nihai kararı açıklayacaklarını belirtti. ..

Fitch tüm tepkileri ve Türkiye Ekonomi otoriterlerinin hışmına uğramamak adına önemli bir gelişme olmadığı takdirde puanımızı arttıracak beklentisi var..
Bu durum TL mizi değerlendirir yani döviz düşer etkisi yaratır.. Borsa için ise bir sonbahar rallisi anlamına gelir bu..
Arkadaşlar !
temmzu tarihlerini daha önce de açıklamıştım ama burada tarihleri yazayım ne olacağı gündem maddelerini eklersiniz artık..
inanın yoruldum kafam dondu :(
10-11 haziran : Ab toplantısı
13 haziran: Çin büyüme
11 haziran :  FED toplantı tutanakları (geçenki toplantının)

FİTCH'TEN İTİRAF !

satış dalgası yazımızda paylaşmıştık sabah..
dün birinci satış dalgasından sonra şu ikinci satış dalgasını yaşadık....
demek ki son bir satış dalgası ile birlikte trend belirlenecek.. kanal belirlenecek yani..
peki bu satış dalgası 3 mü olur derseniz.. genel istatistikler 3 ila 5 şeklinde gösteriyor...
gene son on yıllık istatistikler de
%40 üçüncü dalga ile düzeltme
%25 dördüncü dalga ile düzeltme
%15 beşinci dalga ile düzeltme
%10  bir ya da ikinci dalga ile düzeltme gerçekleşiyor bir süre..

şu an ki konjuktor ve gelişmeler bakıldığında 3 ile bitecek gibi görülmekte... 2. dalganın dip yeri ise 1574 olarak üçgen oluşturmakta.. 1574 - 1587 -1597 şeklinde çizilen üçgen canlandırılabilir.. Aslında bir bakıma 1574-1597 çok kısa birkaç günlük trend mi denilebilir lakin geçmiş dönemlerde bu verilerde çizilen bir trend oluşmamış.. Bu bağlamda altın ya 1574 tarafından ya da 1597 tarafından kurtulmak isteyecektir.. İş bu sebeple 1574 tarafında kırılam olmazsa alımlar ile en azından 1597 ihtimali ile yapılabilir..


lakin rakam ve veriler zor bir dönemçte...

Size Fitch Türkiye Genel Müdürü Gülcan Üstay'ın Bloombergh ye verdiği demeçten aslında bir pottan alıntı yapayım da daha net anlaşılsın en demek istediğimiz;


Kararlarını cds piyasasına göre veremediklerini söyleyen Üstay, "Verdiğimiz karar, 12 saat önce kısıtlı sayıdaki yetkililere aktarılır, en geç 24 saat içinde de kamuoyuna duyurulur." açıklamasını yaptı.

Değerli arkadaşlar bu kısıtlı sayıda ki yetkili tanıdık bulma gücünüz var ise ya da yakınlığınız lütfen bize yol gösteriniz.. Aslında bu bir itiraftır..  Her zaman sizle paylaştığımız KURTLAR SOFRASINDA HADDİMİZİ BİLELİM VE PASTANIN BÜYÜK DİLİMİNE GÖZ DİKMEYELİM.. işte bu da kanıtıdır..

sahi ne demek ''Verdiğimiz karar, 12 saat önce kısıtlı sayıdaki yetkililere aktarılır, ''  
MEVZU BAHİS KONUSU OLAN PARA VE İNSAN İSE...
BU İNSANOĞLU PARA İÇİN NEYİ YAPMAZ Kİ DEĞİL Mİ?

Değerli Arkadaşlar !

dolar endexi yükselişi ile dolar-tl de 4-5 puanlık günlük artış hevesini bırakalım.. Pariteyibakın (1,22 li rakamları zorluyor)
parite ne demek
euro/ usd demek
yani euro bölü usd demek
hiç parite eşd eğeri düşerken dolar tl değeri sert çıkar mı?
bakınız sert çıkar mı diyorum.. çıkmaz demiyorum..

altın düştü

Pazartesi günü Çin cephesinde düşük enflasyon beklentisi hakim..
Eğer beklenildiği gibi pazartesi sabaha karşı 04:30 da enflasyon Çin de düşük gelirse bu altın için olum haber olamaz.. Yani Çin piyasalarında düşük enflasyon karşısında , yüksek enflasyonları seven altın için çıkış yapamayacağı anlamına gelebilir..

İş busebeple  altını abd ve çin piyasalarında  ( Çin için dün gece hafta bitmiştir) bu akşam 23:30 ile aBD kapatınca hafta sonu dünyada işlem yapılmıyor..) altını çıkarıcı bir veri ya da traderleri alıma sürükleyecek bir durum yok.. Olağanüstü ve gündem dışı haberler dışında tabiki

eurocular için

elinde euro bulunanlar ise,
zarardalar mallum..
ya bekleyecekelr,
ya da parite 1,2310 kırdığında dolara geçip 1,2180-1,2220 ye yaklaştıkça tekrar euroya geçerek elde ki euro miktarını artttırarak zarar ortalamalarını dşürecekler..
gene basit bir örnek
10.000.euronu 1,23 te dolara çevirdin ve 12300 usd yaptın
parite 1,21 oldu doları hemen euro yapacak olsa  12300 / 1,21 = 10,165 euronu olur.. 165 euro daha fazla olur ki bu da ortalama tl de düşmesi demektir...

rakamlar örnektir..

dolar/euro çapraz örneği

dolarcılar özellikle euro düşerken hemen şimdi bugün değil dolardan  euro geçmeleri sonrada gene dolara geçmeleri durumunda dolarları çoğalır..
basit bir örnek (rakamlar örnektir)
1,23 te iken 12,300 usd ile 10,000 euro aldın diyelim..
1,25 olunca 10,000 euronuzu satarsanız 12500 usd eder.. (rakamalr anlaşılması için basit ve düz verildi)


euro yatırım aracı olarak değil miktar arttırma aracı olarak köprü konumunda...
bu anlaşılsın lütfen...
gümüşçüler de ortak oalrak altın onsunda hareketi takip etmeleri açısından
1587-1597 aralığının gücünü takip edelim..
bu aralık tamamı devam mı yeri..

dolar tl- benim 1,8270 -  8320
benim satış hedef bölgem...

altın 1574 bekle daha alımı..
gümüşü 27,30-50 görünce elden çıkarılmalı idi..
hedef 26,40 kırılması
emtia da önemli ama

EURO FENA DÜŞMEYE DEVAM EDECEK GİBİ....

alım sıramız
euro gümüş altın

eurodan korkanlar için ise
gümüş- altın sıralaması

bu karışıklıkta sabah belirlenen destek ve dirençler görülmeden pozisyon açmak hata olabilir düşüncesindeyim..


altın düşmeli

veriler ve londra i hacimlerine baktığımda ben düşüş beklentimi net bir şekilde paylaşmak istiyorum...

çıkış kandırmaca gibime geliyor..
çıkışı ne veri ne işlemler ABD ve londrada desteklemiyor..
belki nmet oalcak ama ben 1574 bekliyorum aslında
1587 kırılmalı ama önce
sanırım dün yaptığımız pozisyonları korumallıyız..
ben alımlar yapılması risk görüyorum..
düşüş beklentim devam ediyor..
euro dahil hiçbir metayı şu an almayalım..

belki çıkışı seyredeceğiz ama inanın alımlar düşüş yaşanırsa sert olur..
yükselişler heyecanlandırmamalı kısa vadeli..
sabah unutmayın 1605 lerden 1590 lara indi şimdi gene aynı seviyeleri koruyor..
çıkış ile alıma kapılmamalı..
altın çıkarması için (1628 desteği kırması) kısa vadeli 1611 için bir işlem hacmi ve veri anlamına gelmiyor bu veri açıklanan veri geçmiş veriden iyi..
69k dan 80 k oldu..

ama bize öğretilen veri kötü gelir altın çıkardı değil mi? veri de iyi geldi sadece beklentinin altında kaldı.. ama aslında 80-100 idi genel beklenti...

altın için oyuncular 1600 psikolojik sınır testi korkusu içinde oynuyorlar..

aslında ne şiş yandı ne kebap

altın ise 1587-1597 den toparlanacağa benziyor..
ama özelilkle euro 1,2350 paritede alınıp ilk etap 1,2440 için denenebilir..
altın için sabah belirtilen 1611 (14) geçemediği sürece ve gümüşte 27,80 üstü yerleşilmediğinde..
elde ki varsa bu seviyeler test edilirken bir parça daha satış yapılabilir..
aksi takdirde gene satış ile karşı karşıya kalacaktır..
aslında veri ne aşağı ne de yukarı götürecek bri rakamdır.. sadece traderlerin işlem hacimlerinden kaynaklanmakta..

50 nin altında gelmediğinden  FED Q3 beklentisi de belli bir süre sanırım rafa kalkmış ve gündemden düşmüş olacaktır..

100 ve üstü rakam da gelmediğine göre yoksa AB liderlerinin pazartesi toplantısına bir gönderme bir beklenti mi yapılmak isteniyor..
veri açıklandı..
dolarcılar özellikle euroya odaklanabilirler..

AT YARIŞI OYNAYAN ÜSTADLAR :)

Değerli Arkadaşlar !

pazartesi sabahı saat 04:30  ( pazarı pazartesine bağlayan gece) Çin enflasyon rakamları açıklanacak , Çin merkez bankasının faiz indirimi doğrultusu ile de faizlerin beklenildiği gibi düşük gelmesi umuluyor..
Özellikle 13 Temmuz yani haftaya bugün gene sabaha karşı yani perşembeyi cumaya bağlayan gece saat:04:30 sularında sanırım ÇİN BÜYÜME RAKAMLARI AÇIKLANACAK.. Çin'den büyüme konusunda olumsuz yani az büyüyecek beklentisi hakim..
Çin'in büyüme sıkıntısı emtialarda ve buna bağlı Avustralya doları gibi paralara düşürücü etkisi olurken dolar endexinde değerlenmeye sebep olabilecektir. Asya cephesinde yaşanacak olumsuz gelişme bizim gibi gelişmekte olan para birimlerini de olumsuz etkileme gücüne sahiptir..

şimdi 1,8210 larda gezinen dolar için gideceği en son maximum kur beklentimizi paylaşmıştır..Hatırlamak gerekirse birkaç gün için ( dün paylaşmıştık 1,80 lerde iken) 1,8270 denenebilir belki en fazla 1,83 leri görürüz... Öyle bahsedildiği gibi bugün ya da yarın yani 1-2 günlük süre zarfından 1,85-86 beklentisi çok yanlıştır..  Parite bu kadar geride iken bir anda 4-5 puanlık dolar-tl de artış olacak hiçbir sebep yoktur...
o belirtilen rakamları :Suriye vb için yapılmayan fiyatlamalar için kullanılacaktır..
Kriz vb içeriden gözle görülür bir durum yok iken bir günde 4-5 puan arttıracak yorum ve yazılar itibar edilmemeli.. Tutup tutmaması olarak değil de normal ekonomi kuramları çercevesi içinde bakmak gerekiyor olaya..
Savaş vb dprem vb ani istifa vb kararı olmadan , olsa dahi merkez müdahalesini yok farzederek bu şekilde yorumlara aslında gözlerimizi ve kulaklarımızı tıkamak gerekir.. Dikkat ediniiz1-2 günde 1,81 den 1,86 olacak ya da gümüş  bir günde 30 olacak gibi soylentilere karşı yazdım .. Özellikle emtia da düşüş olacağı an bu veri ve rakamlar verilmesi ben şahsen SAYISAL LOTOCU veya AT YARIŞI OYNAYAN ÜSTADLARA :) benzetiyorum..

Bir dip not olarak şunu bilginize sunmak isterim.. Dünya merkez bankaları faiz, vb kararlar ile bir takım parasal genişleme yollarına gitmekteler.. Önümüzdeki aylarda ben TCMB den faiz indirimi bekliyorum.. Faiz indiğinde ne olacak paramız değersizleşecek an itibariyle değil mi? yani basit dil ile dolar çıkacak.. EEE o zaman ne yapılacak.. önce dolar indirilecek makul bir seviyeye daha sonra  faiz düşümü ile dolar  fırlayacak o zaman 1,86 hatta 1,90 bile olsa ne farkeder değil mi* belki gene 1,85 e kadar çıakcak.. bu rakamları gördüğümüz için önceden faiz indirimi ile dolar çıksada piyasalar TCMB ve mevcut ekonomi otoritesini eleştiremeyecek.. İşte bu sebeple dolar düşüş yapılıp sonra faiz indirilip tekrar çıkış yapılamaz mı?

Bakınız  euro yu dolar karşısında 1,2680 lere kadar çıkardılar ( TL karşısında 2,29 lara kadar çıktı) sonra ne oldu faiz indirdiler parite şimdi 1,23 lerde... peki 1,28680 lere getirmeden önce parite nerdeydi gene buralarda yani 1,23 lerde idi değil mi?

umarım bu örnekleme ve senaryom anlaşılmıştır..

Ayrıca Parasal genişlemeleri altın hiç sevmez hemen tepki gösterir ve çıkar.. Özellikle ABD den yapılacak parasal genişlemeye anında tepki gösterir.. İş bu sebeple dün çin ve ingiltereden az da olsa parasal genişleme geldi;  AMB şimdilik faiz indirerek yaptı ama gelecek aylarda parasal genişleme yaparım sinyalini verdi hal boyle olunca altın bunlar yararlanıp tez zaman da gene çıkışı yakalayacaktır..
Bizler yeterki iniş ve çıkışlardan az ya da çok nasibimiz tutarınca faydalanalım inşallah..

Ayrıca değerli arkadaşlar dolar-tl kuru satış yemeye yakın olarak düşünülürse eğer o zaman kurun düşmesi ile altın gramı tl bazından bu seviyeden (93ten) daha aşağıda olacağını düşünmek zor olmasa gerek..

bol kazançlar,

Borcunu geciktirene ihbar ücreti



Banka borcunuzu geciktirdiğinizi hatırlattığı her ihbar için sizden yaklaşık her ay 50 TL ihbar ücreti kesiyor.
Bankadan aldığınız kredi sonrası ödemelerinizi aksattınız ise banka size ödemenizi hatırlatıyor fakat her bir hatırlatma için sizden aylık 50 TL ücret kesiyor. Kredi ödemelerini geciktiren tüketiciler Şikayet Portalı Şikayetvar’a gönderdikleri şikayetlerle bankaların kendilerinden talep ettikleri ihbar ücretini şikayet ettiler. Bu ücrete göre; bankalar ödemesini geciktiren tüketiciye telefon ya da bildirim mektubu ile ulaşıyor ve borcunu hatırlatıyor. Buraya kadar sorun yok asıl sorun bankanın yaptığı bu hatırlatmanın bir bedeli olması. Ayrıca kredi kartı borcunu müşterilerine bildiren bankalar bu hizmetten de 3 TL alıyor. Buna göre aynı bankadan kredi ve kredi kartı alan tüketici borcunu ödemeyi geciktirirse bankaya toplamda 53 TL gibi bir ücret ödemek zorunda.

HER İHBAR İÇİN 50 TL

“Banka tüketici kredisi gecikmesinden dolayı 200 TL masraf çıkarmış. Bana sadece telefonla’krediniz gecikmeye düştü ne zaman ödersiniz’ diye telefon açtılar ben de örneğin iki hafta içinde öderim dedim ve zamanından bile önce ödedim. Her bir ihbar için 50 TL ücret almışlar, faizi yok. ‘Dosyayı kapatırken de ödeyebilirsiniz’ diyorlar. Oysaki mail ve sms'le bilgi verilmedi ya da böyle bir masraf var deseler hemen ödeme yapabilirdim.”

TAKSİTİ GECİKTİRENE EK ÜCRET
“Bankadan tüketici kredisi almıştım. Çalıştığım yerden maaşımı alamamam nedeniyle 2 taksitim gecikti. 372 lira olan taksite 2 ay için 2 kere 30 ar liradan ihbar tazminatı işletmişler. Ayrıca 20 lirada temerrüt faizi var.372 lira 2 ayda 455 liraya çıkmış. Temerrüt faizine itirazım yok ama ihbar tazminatları oldukça yüklü geldi. Bankayla kredi sözleşmesi imzalarken bana bundan bahsetmemişlerdi. tabi bildiğiniz gibi 30 tane imza attırdılar. Acaba tarafıma işletilen ihbar tazminatları yasal mıdır?”

SMS İLE BORÇ BİLDİRİM ÜCRETLİ

“Bankadan çektiğim tüketici kredisi ödemelerini iki defa geciktirdiğim için bana Bilgilendirme mektubu ile ihbar masrafları adıyla 50.00TL, Aralık + 50.00 TL Ocak, = 100.00 TL masraf çıkarmışlar (taksit;519.71TL, ödediğim 525.00TL). İki taksiti de 15'er gün gecikmeli ödedim. Bankaya mail attım. Size smsle ve e-maille bildirim yaptık, taksitler gecikince bildirim, ihtar ve ihbar ücreti toplamı, sözleşmede var ödeyeceksiniz diye cevap geldi. Halbuki yemin ederim ne sms ne de mail geldi. Siz de biliyorsunuz ki banka sözleşmeleri genelde 12 sayfadan oluşuyor ve bunu tüketicinin okuyup anlaması için zaman bile tanımayıp sayfaları bir bir çevirip imzalatıyorlar. Zaten gecikme faiziyle taksitlerimi ödemişken, 50 TL’yi ödemek zorunda mıyım?”

Satış dalgaları sürüyor

Değerli Arkadaşlar !
1. dalga satışları dün yaşadık..
2. dalga satışları ise şu an
3. dalga satışları da gelebilir..
ancak bu 3. dalgalanmadan sonra vaziyete bakmak gerekiyor.. fırtına durdu mu durmadı mı diye..
düşüş dalgası devam ederken alım yapmak çok çok riskli...
arada kafayı düzeltip yukarı yöenebilir riski var mı evet var ama bu geçici olur.. çünkü olası çıkışlar bile düşüş dalgasını bitirmeye yetmeyebilir..
euro(parite) ve altın (gümüş) aslında al ala götürüyor bizi .. sadece biraz bekle mesajı veriyor..

düz rakam traderler şimdi de 1600 psikolojik sınırına takılmış olabilir.. bu seviyenin altı panik satışlara neden olmaya gebe olabilir..
olası iyi gelecek tarımdışı verisi altında sert satışlara sebep oalbilir..
tam tersi senaryo kötü gelse dahi ABD den veriler bu sefer de dünkü yani 1628 lere gösrüğü seviyeleri ancak bulabilir ki bu da bekleyenlerin ya da satış yapanların hiçbirşey kaybetmedikleri anlamına gelir..

UNUTMAYIN TÜM KALEMLER DÜN İÇİN 1656-1670 VE BUGÜN İÇİN 1700 LERE YAKLAŞMA YA DA KIRMA BEKLENTİSİNDE İDİLER..

ŞİMDİLER DE İSE AYNI KALEM YA DA DİLLER 1500 VE AŞAĞISI İÇİN ORTALIKLARDA GEZMEYE BAŞLADILAR..

bugünden sonra 10-11 ve 17 temmuz

Bugün 15:30
ABD Tarımdışı ve gene aynı saat de işsizlik verileri olduğunu unutmayalım...

bundan sonra 10-11 ve 17 temmuz için yol haritamız nasıl olacak onu irdelemek gerekecek..
en azından tarihleri bir yere not etmeyi unutmayın...

Değerli arkadaşlar !
verilen tarihler illa çok büyük hareketler olacak beklentisi içinde değilde alış ya da satışlarımızı yani pozisyonlarımızın bir sonraki ayağını belirlemek adına tarihleri gündemimize almamız gerekmektedir..
Gündem ve olağandışı haberler dışında bu takvimlerden aydan en az 3-4 gün çıkmaktadır... yani biri olmazsa biri diyerek ayda en az 2 sini yakalayabildiğimiz de güzel işler yapmış olunacak..

euro kan kayıbında

euro cephesi eğer bir daha 1,2360-40 aralığını yoklar ise 1,2190 - 1,2280 aralığına girme konusunda bir sinyal ya da trend kapısı açabilecektir..
Parite eğer bugün ABD den iyi veriler geldiğinde 1,23 altına sarkabileceğini unutmayalım... 1,2420 ye kadar belini doğrultamayacak kadar kötü bir durumda olan euro var...
lakin temmuz ayında gel gitler ile iyi bir prim bıraktıracağı izlenimi var biz de...

06 temmuz 2012

Günaydın ve Hayırlı Cumalar Herkese !
Rabbim sağlık mutluluk ve huzur dolu günleri yaşatması ve yaşattırması temennilerimizle,

düne kadar gerek ABD tarımdışı kötü veri gelecek ; gerek altın uçaçak soylemleri bugün bakıyoruz da yerini tam tersi bir duruma almış görülüyor. ABD den iyimser veriler ve altında düşüş beklentisi gibi..

Piyasaların oynak hareket etmesini arz ve talepten kaynaklandığını kabul edebiliriz lakin bu fikir ve agız değiştirmeleri bilgiden yoksun yapılan yorumlara bağlıyoruz.. Kasıtlı farklı göstermek isteyen kuruluşlara kesinlikle diyeceğimiz yok çünkü onların mesleği bu..

Değerli arkadaşlar !
Bir bakıma bizler de ve hepimiz de bir bakıma aynı haber kaynaklarından ve sistemden beslenmekteyiz. İş bu sebeple gelen haber kaynağı temiz olmadığını düşündüğümüzden tüm medya haberlerine özellikle konu para ise mesafeli bakmakta fayda var.. Doğru ya da yalan soylemesinden çok mesafeli durmak daha faydalı..

Değerli arkadaşlar !

Elinde bir şekilde doları olanlar için ya TL ya da uzun süre paraya ihtiyaçları (tlye) yoksa parite kanadından euro geçiş fırsatını kollamalılardır.. Ya da gene bekleme tercihini kullanarak altın onsunun düşmesi ile birlikte dolardan altına geçişler yapılabilir.. Önem, zaman ve strateji açısından demek ki dolarımız var ise sırasıyla 1.TL;
2. Euroya geçiş
3.Altın (gümüş vb emtia)
4. Bekle

karar stratejimiz bu şekilde olmalı; kara geçişler unutulmayarak..

nakitte olan yani paramız TL de olan yatırımcılar için izlenecek yol haritasını ise sırasıyla 1. bekle 2. euro 3. emtia 4. usd
stratejik yol haritası izlenebilir..
burada unutmayalım önem ve kazanç sırasıyla beklentiler dahilinde veriliyor.. Yani sade bir dil ile beklersem en cok TL kazandıracak,  ya da bir şey almak istersem euro daha ucuz görünüyor şekliyle yorumlayacağız.. Euroyu burada almamızın sebebi euroya ucuzken geçilip daha sonra paritede düşükken dolara ardından bir müddet sonra altına geçerim şekliyle düşünüldüğü içindir.. Elbette alındığında TL cephesinde de kar bıraktığında kaçırmayacağız..

Elde altın olanlar için 1597 tehlikeli destek olduğunu belirtmiş ; 1574 uçurum olabilir diye paylaşmıştık dün..
1587-1597 altın için aşağı düşüşe tamam mı yoksa artık yeter toparlayayım mı dediği bir aralık olarak gsterebiliriz..
iş bu sebeple olası dönüş ihtimaline karşı nakittekiler için belki alış yeri olabilir diye yazmamız da bundandı...
Dün 1597 i rakamlara dokunup geldi altın, bugün ise gene belirttiğimiz aralığa girme ihtimali görülüyor girdiği takdirde eğer ABD den gelen veriler iyi ise altına yaramayacağından alımdan uzak duracağız; tam tersi veri kötü geldiğinde alım yapılması düşünülebilir..

veri beklenilmeden hareket etmek ve nakitten alım yapmak için erken gibi geliyor şu an ve gün saat itibariyle..

altında 1611 aşağısı traderlere sat pozisyonu açtırablecek bir seviye.. 1611 aşağısında kaldığı müddetçe  alım tamamen şans ve riske bağlı.. çünkü 1611 rakamını bir trend kanalı olarak kabul edersek ve grafiklerde bakacak olursa 1574 - 1611 bir trend aralığı çizmiş olarak görülüyor.. yani bir kanal var ve aşağı destek tarafı 1574(1569) ile - yukarı ise 1611 (1614) ile şekillenmiş durumda... Şu an için 1604 lerde olduğumuz düşünülürse bu kanalın aslında petesine yakınız demektir.. bu durumda yeni trend oluşmasını beklemeden alım biraz sancılı peki yeni trend çizgisi yani 1611 kırılırsa oluşacak yeni trens neresi diye soracak olursak 1616 - 1649 olarak karşımıza çıkmaktadır..
umarım bu trend kanalları ile nasıl bir yol çizdiğimizi ve yatırımızı doğru ya da yanlış neye göre yönlendirme stratejisi içinde olduğumuzu kavramış olursunuz...

ara ara soru cevaplar ile inşallah devam ederiz,
bol kazançlar

5 Temmuz 2012 Perşembe


Draghi'nin açıklamaları IMKB'ye yaramadığını da gördük..

unutmayın veri öncesinde hafta başı ve herzaman da izah ediyoruz.. AB cephesinde ve euro kanadında yaşanacak olumsuz gelişme bizim İMKB kağıtlarını olumsuz etkiler, 
bugün kü gibi bankalar para beklerken gelmezse özellikle banka hisseleri bomba misali patlar ..
Değerli Arkadaşlar !
tüm soruları cevaplamaya çalışıyorum... baen bir cevapta birkaç arkadaşımızın sorusunu da cevaplıyorum.. ayrı ayrı eğer cevap veremedimse genel yazıları lütfen kontrol edin..
gene de gözden kaçan ya da atlanılan bir durum var hakkınızı helal edin..
kasıtlı yapılan birşey yok..
inanın yetişemiyorum çoğu zaman....

ALTIN ELDE Kİ ALTINLARI ATIYORUZ..
ATMIŞIZDIR DA İNŞ..
ŞİMDİ ALIMLAR İÇİN ramak bekleyeceğiz..
karara kadar tut sonra sat şimdi al için takibe al.. birgünün belki de özeti..
bugün veya salıya kadar yapıalcak hareket sonnrasında 17 lerin de elde çıkarıp çıkarmama yönünde pozisyon alacağız inş..
tabiki rakamlar izin verirse..
rakamlar oynamazsa biz de stabil kalmak zorunda kalacağız..

altıncılara belki birşey diyemem ama gümüş ve platinciler satış yapmadan beklemeleri özellikle gerçi dün olcakmıştı ama 30 beklentisi hemencecik beklentiye girmeleri çok üzücü...

%2 düşüş ile altın bugün en dip yerim derse nefes alabilirsiniz.

%2 düşüş de 1587 rakamına tekabül etmekte..

bu düşüş dalgası toparlayamazsa hemen bir iki saat de geçecek birşey değil unutmayın

bugün alım yapılmamıştır şimdiye kadar inş..
alım yapan diyen çok oldu biliyorum..
değerli arkadaşlar...
haklı çıkmak önemli değil.. tam tersi de gelişme olabilirdi..
ama LÜTFEN ÖNEMLİ GÜNLER VE KARARLARIN YAŞANACAĞI SAATLERDE ALIM YAPMAYINIZ.. ÖNCESİNDEN YATIRIM YAPINIZ

Çin suprizi olmasa idi şu an altın diplerdeydi

Bugünün inanın suprizi Çin idi...
Çin de sıradışı ve gündem dışı karar gelmese idi altın diplerden dip begenecekti..
Şimdi sanırım anlaşıldı....
nasıl kankiler birbirleri ile düşman gibi görünseler de masa arkasında ne işler çevirdiğini...
sistem kurulmuş ve oyun güzel oynanıyor

euro yas ta

parite de euro istediğimiz doğrultuda ilerliyor..
acele etmeden takibe değer..
bakınız bir bilgi daha verelim...
elinizde diyelim euro mu AMB başkanı toplantı ya da gündemi Sizin o para için dönüm noktası olabilir..

İş bu sebeple bugün aslında AMB faizi kararı ile EURONUN BAYRAM YA DA YAS GÜNÜ OLACAKTI..
Biz yas günü oalcağı yönünde tahmininde bulunduk ve tuttu.. Tuttu ise ne yapıyoruz hayali artık yavaş yavaş alıyoruz gerçekleşince satmak için...
bu şekilde hareket edin lütfen..
mesela elinde sterlin olan da bugün İngiliz bankasına odaklanacaktı...

pariteyi euro/usd yi takip edecek doalrcılar...
altıncılar ise 1611 aşağısını takip edecekler..
şu an için eğer bir parça çıkarıldı ise 1620 üstünde ya da yakalayamadım deyiip stop los yapanlar 1614 de bunlar karı zaten cebe koydulardı.. 1597 ve aşağısı olmadan bu parça ile almayacakalr...
çıkış tepkisi durumunda ise şimdiki bozduğundan yukarıda bozacaklar..

düşüş ya da çıkış da panik satışlar ya da alışları yapılmasın..
sadece belirtilen rakamşlarda lkar satışı yapılabilir...
sonrası kısmeti verecek Yaratan takdirine kalmış
euro düşerken dolarcılar acımayın takibe alın...
bugün euronun günüydü çünkü onun babası konuşacaktı...
parite doalr miktarı artablir.. şu an 1,2450 ye gidiyor
faiz indi,
dolar çıkar,
altın çıkar
parite düşmez (euro/usd)
diyenler selamımı soyleyin



AMB faizi indirdi..
dolarcılar
euro/usd paritesi düşer şimdi takibe girin

dolarcılar euro paritesi düşerken ekmek çıkar bu işten size

dolarcılar üzülmeyecek..
euro paritesi (euro/usd) yerlere düşecek beklentisini paylaşmıştık ya..
oraya dalabilirler düşüş tamamlansın da

altını tuttuğumuz gibi gümüşü de tutuyoruz şimdilik elde..

altını tuttuğumuz gibi gümüşü de tutuyoruz şimdilik elde..

altında 1626-1634 arası beklentimiz gerçekleştiği takdirde ,
1614 olan satış basamağımızı 1629 yapacağımı daha önce açıklanmıştı..
hayırlı ve bol kazançlar
28,30 üstünde gümüşü elde tut hala..
olası düşüşler bu rakamdan ve en son stopu 28-28,10 aralığında yap ve gemiyi terket..

çıkışlar da zaten yapılacak hedef belli elde tuta devam

Bankaların Altın Kavgası!


Bankalar hurda altına gözünü dikince kuyumcular ayaklandı



Zorunlu karşılıkların altın cinsinden tutulabilmesine imkan sağlamasıyla bankaların 5 bin ton civarında tahmin edilen yastık altı altına gözünü dikmesi ve hurda altın toplama girişimleri, kuyumculuk sektörünün şimşeklerini üzerine çekti.
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu Habertürk televizyonuna yaptığı telefon bağlantısında bankaların hurda altın toplama eğilimi konusunu değerlendirdi.

'KUYUMCULARIN İŞİNE GÖZ DİKİLDİ OLARAK ALGILIYORUZ'
Kameroğlu, "Öncelikle biz ekonominin güçlenmesi açısından atıl vaziyette duran birikim için saklanan altınların ekonomiye kazandırılmasına karşı değiliz. Bu işi bankalar yapabilir ve altın mevduatı açabilir. Ama vatandaşın kulağındaki küpeyi 'getir bunu mevduata çevirelim' gibi eylemlerine karşıyız. Burada kuyumcuların işine göz dikildi olarak algılıyoruz" dedi.

25 TON YASTIK ALTI ALTIN
Türkiye’de geçen yıl yaklaşık 200 ton, bu yılın ilk yarısında ise 100 ton hurda altın dönüşü olduğu tahmin edilirken, halihazırda altın bankacılığında aktif olarak çalışan İş Bankası, Denizbank, Bank Asya ve Kuveyt Türk, yılsonuna kadar 25 ton civarında yastık altı altın toplamayı hedefliyor.
Yıllarca kuyumcuların tekelinde olan hurda altın toplama sürecine bankaların dahil olması, kuyumcular tarafından sektöre indirilen bir darbe olarak nitelendiriliyor.
Bankaların altın bankacılığı uygulamaları çerçevesinde müşteriler, yastık altında tuttukları cumhuriyet altını, külçe altın ya da kolye ve bilezik gibi ürünleri şubelere getiriyor, eksperler bu altınların değerlemesini yapıyor ve karşılığında bir hesap açılıyor. Bu hesaplar üzerinden altın ya da TL karşılığında getiri elde edilebiliyor.

‘VATANDAŞI TAKIDAN SOĞUTUYORLAR'
Ancak kuyumculuk sektörü bankaların takı altınları da toplamak istemesinden oldukça rahatsız. İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Alaattin Kameroğlu, “Bankaların Cumhuriyet altını, gram altın dışında, yastıkaltı adı altında insanların kullandığı takıları da ‘atıl duruyor’ algısı yaratarak mevduat olarak toplamasına karşıyız” diyor.
Reuters’in haberine göre Kameroğlu, “Vatandaş bu şekilde zarar ettiriliyor. Vatandaşı takıdan soğutup, sektöre darbe vuruluyor. TCMB’nin zorunlu karşılık olarak altın tutma imkanı sağlaması ardından bankalar bu işe girişti. Bu altınları düşük maliyetli altın mevduatı olarak toplamak işlerine geliyor” diyor.

112 TON ALTIN BANKALARDA
TCMB eylül ayında yaptığı düzenleme ile altın depo hesaplarını zorunlu karşılıklara tabi yükümlülüklere dahil ederken, Kasım ayında TL zorunlu karşılıkların altın olarak tutulabilecek kısmını yüzde 10 olarak belirledi. TCMB mart ayında bu oranı yüzde 20’ye, haziranda ise yüzde 25’e yükseltti. Bu sayede bankalar merkez bankasında atıl olarak tuttukları Türk lirası yerine altın koyarak söz konusu TL kaynağı serbest bırakabiliyor.
Bankalar şu anda TCMB nezdinde Türk lirası zorunlu karşılıkları için 10.4 milyar lira değerinde 112 ton altın tutuyor. Bankalar beş puanlık son artışın tamamını kullanırlarsa TCMB’nin rezervleri 2.2 milyar dolar artacak.


ALTIN İTHALATI ARTIYOR
Türkiye’nin altın ithalatı, Haziran ayında 23.94 tona yükselirken, yılın ilk altı ayında ise toplam altın ithalatı 59.12 ton oldu. Altın ithalatı 2011 yılının tamamında 79.7 ton seviyesindeydi. Öte yandan altın madeni üretimi 2011’de bir önceki yılki 16.4 yondan 25 tona yükseldi. BDDK verilerine göre 1 Nisan itibariyle altın depo hesapları geçen yılki 3.73 milyar TL’den 15.6 milyar TL’ye yükseldi.


4 BANKA AKTİF
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Erdal Aral, yılsonuna kadar 18-20 tona denk gelen 1 milyar dolarlık hurda altın toplamayı hedeflediklerini söyledi. Bank Asya da yıl sonuna kadar 4 ton altın toplamayı hedefliyor. Kuveyt Türk de bu yıl 2 ton altın toplamayı hedeflediğini açıkladı.
Denizbank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut Gelgör, “Son 1 ayda 650 kilo altın topladık ve 3 bin 200 yeni müşteri kazandık” diye konuştu. Denizbank’ın halihazırda 5.5 tonluk altın mevduatı bulunuyor. Öte yandan Akbank da hurda altın toplamayı da içine alacak yeni ürünlerin hazırlığı içinde.
KUYUMCULAR EYLEME HAZIR
Türkiye’de yastıkaltında 250 milyar dolar değerinde 5 bin ton civarında altın olduğu görüşü yaygın olsa da bu rakamın en fazla 1000 ton civarında olduğunu düşünen Kameroğlu, altın toplayan bankalara yönelik eylemleri olacağını kaydederek şöyle dedi:
“Bankacılık işlerini unutup hurda altın toplamaya girişen bankalara karşı bizim de bazı eylemlerimiz olacak. Sonuç olarak kullanılan POS cihazları, kredi kartları, alınan altın kredileri dikkate alındığında kuyumcular da bankacılık sektörünün müşterisi. Bu bankalarla çalışmayarak tepkimizi koyabiliriz. Bu anlamda bankalarla işbirliğine giden kuyumcu zincirlerine de tepkimiz olacak.”
Kameroğlu, kuyumculuk sektörüne en çok krediyi 3-4 bankanın verdiğini ve hali hazırda sektörün kullanmakta olduğu altın kredisinin tahmini 20 ton civarında olduğunu söyledi.

Bankalardan müşterisine bir yük daha!



Bankaya olan borcunuzu aksattınız ise dikkat! Şikayet Portalı Şikayetvar’a gelen şikayetlere göre müşterilerine ‘Borcunuzu Geciktirdiniz’ mesajı atan bankalar müşterilerini uyardıkları bu mesajlardan 3 TL alıyor. Hesap özetinizde belirtilen borcunuzu zamanında ödemediğinizde bankalar önceki dönemden devreden borcunuz var ise hesap kesim tarihinden borcun ödendiği tarihe kadar faiz hesaplıyor. Tüketicilerden gecikme faizi alan banka birde müşterisine borcunu hatırlatarak tekrar borçlandırıyor.

BİLGİ İSTEMEDİK
“Ev kredim 5 gün geciktikten sonra bankadan mesaj geldi ve bildirim ücreti olarak 3 TL kesileceği bildirilmiş. Ben zaten yatırmadığımı biliyorum. Bankadan bilgi istemedim. Müşteri hizmetlerini kendim arayıp gecikme olacağını ve yatıracağım tarihi bildirdim. 3 TL da olsa yasal hakkımı arayacağım. İnsanları enayi yerine koyuyorlar. Bu bankadan kredi çektiğime çok pişmanım. Sürekli sorun yasıyorum. Ödemeleri kontrol etmezseniz istemediğiniz sigorta parası bile kesiliyor.”

BİR MESAJIN BEDELİ 3 TL Mİ?
“Bazı aylar kredi kart borcumu 2-3 parçada yatırdığım oluyor, tabi bu sefer bu 1.25 TL x 3 olarak ekstreme yansıyor. Bir kaç defa kartımı yatırmayı geciktirdim. Ekstrem 14' ünde ödenecekse ve ödememişsem, 15'inde direk mesaj geliyor. Ve bu mesaj bana 3 TL ile gecikme bildirim SMS ücreti adı altında mahsup ediliyor. Müşteri hizmetlerini aradım, bu uygulamanın sonlandırılmasını talep ettim. Bunun rutin bir uygulama olduğunu söylediler, kaldıramayacaklarını belirttiler. Bir sms'i gsm şirketleri 0.40 kuruşa ücretlendirirken, aynı gsm şirketlerinin alt yapısıyla bizlere gönderdiğiniz sms'i bize 3 TL'ye faturalandırmanız son derece çirkindir. Kaldı ki, tekrar altını çiziyorum, bu gecikmelerin tek kaynağı bankanızın şube ve ATM sayısının yetersizliğidir. Bu haksız ve çirkin uygulamanın devamı halinde bankanın kartını iptal yoluna gideceğimin de bilinmesini isterim.” 
Çin Merkez bankası,
AB ve dünyayı bugün kü kararında temkinli davranmasını yoksa gece piyasalar açılınca dağıtırım ortalığı mesajı veriyor..
bir bakıma AB ye göz dağı veriyor..

bu durumda AB faiz indiriminde beklenilen indirimi yapıp daha yavaş ve yumuşak kararlar alabilir..

AMB başkanı hem Avrupa hem Çin den gelen birbirne zıd baskıda kaldı... orta yol ne şiş yansın ne kebap kararı şeklinde- olabilir..

Bu gece bu haftanın son işlem günü Çin için.. bugün ya da pazar akşamı Çini kızdıracak veriler de Çin piyasaları oynaklık yaşatacaktır...

ÇİN MERKEZ BANKASI POLİTİKA FAİZİNİ 31 BAZ PUAN İNDİRDİ


  • ÇİN MERKEZ BANKASI POLİTİKA FAİZİNİ 31 BAZ PUAN İNDİRDİ
elde altınlar dursun anlamına gelir bu da...

dün Çin de zorunlu karşılıklar düşebilir beklentimizi bu yuzden paylaşmıştık.. bakalım zorunlu karşılıklarda indirim yapacaklar mı sadece faiz indimi ile mi yetinecekler...

dünya da tüm merkez bankaları şu an operasyon içerisindeler..
TCMB de katılabilir bu kervana 14:00 itibariyle

HAYAL GERÇEK OLURSA SATIŞ YAPILIR

Değerli arkadaşlar !
pozisyon bir karar ya da önemli gündem olayından bir hafta on gün önce alınır...
Bir bakıma hayal satın alınır...
tarih gelir çatar HAYAL GERÇEK OLURSA SATIŞ YAPILIR..
lütfen bu tüyomuzu:) unutmayınız...
karar günü ya da hemen sonrası pozisyon açılmaz yani alıma geçilmez...
yarın çıkacak olsa da  a keşke alsaydım denilmez.. karar eğer tam tersi çıksa bu sefer yandım Allah moduna girerisniz...
Ama daha önceden pozisyon aldığınızda olası düşüşleri ya da olası supriz çıkışları yakalama şansınız arada olduğu için zarar daha az ihtimalli..

Ve diyelim bir hafta 10 gün öncesinde  temmuz ilk haftası cuma kapatmak üzere pozisyon aldınız özellikle altın yatırımcıları ters bir karar durumunda ileriki gündem tarihlerine bakıp ona göre hareket edecekler..

Özellikle altın tl gram da hem ons hem dolar-tl ye dayandığından istisnai günler dışında kısa vade de kazanç beklenilmemeli.. çünkü iki değişkene bağlı fiyat trendi... Şu konjukturde uzun dönem el de altın bulundurmak da sakıncalı ( altın yatırımcısı olarak al sat yapanlar için diyorum) bu yuzden arada doldur boşalt yapmak mantıklı gibi görülüyor...
yaz döneminde olağanüstü bir durum olmadığı sürece 97 ve üstü alımları şimdilik çok riskli gördüğümüzü belirtelim.. bunu 2012 trend beklentimiz içinde daha önceleri de paylaşmıştık... buradan 98-100 olmayacak altın çıkarılmasın lütfen.. Alım stratejisi açısından söylüyorum...
bu yuzden bizim alınmaz deyimi ile altın çıkmaz diye algılanması yanlıştır...
Bunu her hafta gündeme getiriyorum..

ben trader, piyasa oyuncu olmanın yanısıra mesleğim (öğrenim dalım) ekonomist olmam nedeniyle alırken  bir malı bin kere ölçerim :) pahalı mala para verilmesi bize ters geliyor :)
kışın zor durumda kalmadan neden domates yiyeyim ki... olayı bu şekilde düşünün..
hem pahalı
hem de domates yaz mevsimi, kışın hormonludur çoğunluka..
umarım mantık anlaşılmıştır...

iş bu sebeple
dolarda 1,83 üstünü
altında 97 üstünü
şimdilik pahalı buluyoruz..

05 temmuz

GÜNAYDIN BOL KAZANÇLAR ARKADAŞLAR !
inşallah AMB kararı ve başkan konuşması sırasında net bilgisayar ekranında olup da birebir yazılarımızı aktarmaya gayret ederiz..

geçen haftalarda 90 lı küsaratlı rakamlarda al verilen altın için iki satış seviyesini paylaşmıştık..

1. 94-96 tl
2: 96-97 tl...

birinci şık gerçekleştiğinde satış için daha iştahta olmamız gerektiğini lakin o günleri önce bir görelim paylaşımını AB zirvesinin olduğu gün arefesinde paylaşım.. Temmuz ilk haftasında ki gelişmelere istinaden satış ya da bekle pozisyonları açılmalı denilmişti hatırlarsanız...

Değerli arkadaşlar, ilk satış hedefi olan 94 gerçekleştiğinde artık kar satışları için temkinli olalım... Yani gçöen haftalarda alım yapılıp geçen bu süre zarfında ekranda durmanız beyhude idi.. işte şimdi ilk önce bu iki gün tetik başında olmalısınız.. Bu sebep ile gündem ve tarihleri vermemizin sebebi.. Dikkat ederseniz oyle üfürükten teyyare her veriyi de almıyoruz buraya.. kısa ve özetle altın tl gram da kar satışlarına geldiniz..
bekleyin 95-96 yönüne doğru eğer gitmezse 94,50 - 94,00 - 93,50; 92,80  den gemiyi terkedip alım için beklemeye geçilmeli..


dolar-tl konusunda 1,7960 ları gördüğünde 1,7940 kırılacak korkusu içinde idik.. çünkü güçlü bir destek idi kırılsa idi işler karışacaktı..1,77 lere doğru.. orayı erteledi bir daha kji sefere kıracağım dercesine... Bu rakamın gücünden olsa gerek alılm yapalım mı diyenlere azıcık da olsa girin tavsiyesi verilmişti.. ben haftalık süreçte en maximum 1,8270 e burayı bile uzak görüyorum... ancak sert bir AMB kararı ile kırar bu rakamı aksi takdirde gene düzeltme bekliyorum... AMB ve Tarımdışından gelecek veriler doları da şekillendirecek..

bu iki günün ardından;
10-11 TEmmuz ve 17 temmuz için yeni bir atraksiyon izleyeceğimizi altın cephesinde unutmayalım...

unutmayalım hem ons hem dolar-tl çıkarken geçiş yerimiz altını olanlar için TL dir.. hem dolar hem ons arttığında arbitrajdan ziyade kendi özmal sermayeniz olan TL ye dönebilirsiniz..


sorularla inşallah devam ederiz,,
bol kazançlar,

4 Temmuz 2012 Çarşamba

EKMEKTE Kİ TEHLİKE !


İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği (İYSAD) Başkanı Sadık Çelik, ekmek üretiminde çeşitli amaçlarla kullanılan yoğun katkı maddelerinin şeker hastalığı, obezite ve kansere yol açtığını belirtti.

İYSAD’ın açıklamasında, 1 Temmuz’dan itibaren gerek hijyen konusunda gerekse içeriğinde yapılan iyileştirmelere rağmen ekmeğin üretiminde kullanılan kimyasalların kanseri tetiklediği ifade edildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Sadık Çelik, Türkiye’de ekmek üretiminde hamuru kabartmak, ağartmak, dayanıklılığını artırmak, hacmini yükseltmek, ekmeğin çıtır çıtır olmasını ve parlak görünmesini sağlamak için üretim aşamasında kullanılan yoğun katkı maddelerinin eklenmesinin önemli sağlık sorunlarını beraberinde getirdiğini vurgulayarak, bunun, başta şeker hastalığının ortaya çıkmasında birinci derecede etken olduğunu, obeziteye yol açtığını ve kanseri tetiklediğini kaydetti.

Bütün dünyanın terk ettiği beyaz un kullanımının Türkiye’de halen ekmek üretiminde uygulandığına dikkat çeken Çelik, şöyle devam etti: ”Ekmek konusunda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından çok önemli adımlar atıldı, daha da ileri adımlarla, hedeflenen düzeye getirilmeli, dünya standartlarına ulaşılmalıdır. Artık eski alışkanlıklarımızdan vazgeçmeliyiz. Balon gibi şişirilmiş içi boşaltılmış ekmeklerin dayanıklı olmalarını sağlayan, üretim aşamasında kullanılan 10 çeşit kimyasal maddenin bilinçsizce uygulanmasıdır. Bu kimyasalların kansere yol açtığı uzmanlar tarafından belirtilmektedir.”

Sağlıklı olan tam buğday unu

Sadık Çelik, ekmeğin tuzunun azaltılmasının ya da 650 randımanlı undan yapılmasının sağlık açısından yeterli olmadığına dikkati çekerek, ”1948’de Marshall yardımı ile hayatımıza giren, ruşeymi ve kepeği çıkartılmış beyaz undan ekmek üretimine son verilmeli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve yerel yönetimler tam buğdaydan öğütülmüş undan evlerde ekmek tüketimini özendirerek, halkı bu konuda bilinçlendirmeli ve fırınlardaki ekmek üretim reçeteleri bu yönde değiştirilmelidir. Ekmekler doğal hamur ekşisiyle mayalanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin sağlıksız ve kötü beslenmesinin faturasının 55 milyar lira olduğunu dile getiren Çelik, ”Bu faturanın azaltılmasının yolu öncelikle halkın temel gıda maddelerinden en önemlisi olan ekmeğin sağlıklı hale getirilmesinden geçmektedir” dedi.

Benzine Zam Kapıda olabilir

Piyasalarda İran'ın nükleer hedeflerini korumaya yönelik hareketleri petrolde yeniden gerginlik yarattı.

İran ile ambargo uygulayan AB arasında tansiyonun yükselmesi ve ABD'de açıklanan son veriler sonrasında parasal genişlemeye (QE3) yönelik adımların atılabileceğine yönelik beklentiler petrol fiyatlarının yükselmesinde etkili oldu.
ABD ham petrolünün ağustos ayı teslim varil fiyatı bugünkü işlemlerde 87 dolar, Londra Brent tipi ham petrolün ağustos ayı teslim varil fiyatı ise 100 dolar seviyesinde bulunuyor.
Piyasalarda geçen üç işlem günü sonrasında, Brent tipi petrol yüzde 10, ABD ham petrolün fiyatı ise yüzde 13 değerlendi.

BENZİNDE ZAM YAKIN
İkinci çeyrek sonunda son 3 yılın en düşük seviyesine gerileyen petrol fiyatları, benzinin litre fiyatını da düşürmüştü. Mart ayında 4.69 lira olan benzin fiyatı Temmuz ayında yüzde 11 düşüşle 4.17 liraya gerilemişti.
Ancak petrolde son bir haftada yaşanan hızlı yükselişin etkisini pompa fiyatlarında da göstermesi bekleniyor.
Türkiye'de benzin fiyatları uluslararası piyasalardaki petrol fiyatları ve içeride dolar kuruna göre belirleniyor.

Çin'de zorunlu karşılıklar düşebilir



Çin'de 2012 yılında zorunlu karşılık oranlarında düşüş eğiliminin süreceği belirtilirken, yeni kredi miktarında ılımlı genişleme, kredi artış hızında ise gerileme görüleceği tahmin edildi.

Çin Bankalar Birliği tarafından yayımlanan raporda, mevduat oranındaki istikrarın korunacağı ifade edilirken, mevsimsel etkilere dikkat çekildi. Sabit vadeli mevduat oranının yükselmeye devam edeceği belirtilirken, yükseliş hızının yavaşlayabileceğine işaret edildi.

Bankacılık sektöründe kar artış hızının belirgin biçimde düşebileceği beklentisine yer verilen raporda, bunun nedeni olarak sermaye artış hızındaki yavaşlama gösterildi.

OYUNUN SAHİBİ ONLAR.. haddimizi bilelim

Güçlü fon sahipleri son aylarda ve yıllarda güzel bir sistem kurdular..
Sanal haberler ile fiyatlarla oynamayı becerebiliyorlar artık..
Bir bakıyorsunuz AB liderleri anlaştı asparagası ile güllük gülistanlık oldu  piyasalar havası enjekte edilirken; bir yandan İran savaş durumu hortlatılarak tekrar petrol başta olmak üzere (%10 artış iki günde) güzel kazançlar sağladıkları bir gerçek...

bu haberleri oluşturacak gücümüz olmadığına göre bu haberleri değerlendirmek ve yatırım içerisine girmek kalıyor bizlere.. Bu yüzden  bu kurtlar sofrasında hiçbirimizin pastanın büyük dilimini kapacağım hevesi içerisine girmesin..

haberi yapan onlar, haberi sürüdürecek olan ve kapatacak olan da olur..yani özetle OYUNUN SAHİBİ ONLAR... YÖNETEN ONLAR... bu durumda herkes konumu gereği haddini bilmeli...bilmeliyiz..

bu yüzden bu piyasa da ASLANLAR en güzel yerlerinden yerken avlarını biz de sonradan gelip onların artıklarına sahip çıkmalıyız SIRTLANLAR gibi..

Dikkat !!! faiz bulaşabilir!



Kredi kartı, kasko, sigorta, fon, kredi... Bu kavramlar bizi çepeçevre sarsa da gönlümüz, onlara bulaşmaktan hoşnut değil.

Zira bu işlemlerde Kur'an'ın yasakladığı, Efendimiz'in lanetlediği faizli paranın rızkımıza bulaşma riski var. Peki, sadece kursağımızdan değil, hayatımızın her alanınından uzak tutmamız gereken faizden nasıl kaçabiliriz?

Faizin, içki, kumar ya da gıybet gibi haram olduğunu hepimiz biliriz. Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) lanetlediği bu şeyi, rızkımızın bereketini kaçırmama adına evimizden ve cebimizden uzak tutmaya çalışırız. Ama çağımızın ekonomik yapısı, Asr-ı Saadet'ten ziyadesiyle farklı olduğu için bugün, finansal meselelerde ince eleyip sık dokumaya mecburuz. Çoğu zaman fark etmeden de olsa kapitalist sistemin çarklarına mahkûm oluyoruz. Maaşlarımızı kredili işlemlerin yapıldığı bankalardan almak zorundayız. Alışverişlerimizde çoğunlukla taksit imkânı sunan kredi kartlarını kullanıyoruz. Ekonomik durumumuz el vermediği için ev ya da araba alırken kredi çekiyoruz. Sigorta, fon, mortgage, kasko kelimelerine hiçbirimiz yabancı değiliz. Kabul edelim, finansal tercihlerimiz, bulaşmak istemesek de faizle bizi karşı karşıya getiriyor.

Kadı ki günümüzde halk arasında yanlış bir inanış da yaygın. Faizli parayı sadece yeme ve içme gibi harcamalarda kullanmayıp diğer ihtiyaçlar için değerlendirmeyi makul görenler var. Hatta bunun dinen uygun olduğu kanaatini bile taşıyor bazı insanlar. Oysa İslâm'a göre faizi ve bu yolla elde edilen parayı hayatımızın her alanından uzaklaştırmak mecburiyetindeyiz. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren, faizin hiçbir harcamaya karıştırılmaması gerektiğini vurguluyor: "Faiz olarak alınan bir parayı, sahibi belli ise ona iade etmek, belli değilse ecir beklemeden tasadduk etmek gerekir. Bunun yeme içmede kullanılması ile iş ve ticaretimizde kullanılması arasında bir fark yok. Çünkü ticaret yoluyla kullanılması halinde de sonunda kişi veya kişilerin ihtiyaçlarını karşılamada kullanılır." Peki, bu durumda dinimizin haram kıldığı faize bulaşmamak için ne yapmalıyız? Zihnimizi zorlayan bu sorunun cevabı fıkıh ilminin engin kaynaklarında gizli.

İktisadî hayatın en eski problemlerinden biri olan faiz, yıllardır tartışılıyor. İlk çağlardan beri başta din adamları olmak üzere filozof ve iktisatçıların inceleme konusu. Öyle ki, Eflatun ve Aristo, faizi yerden yere vurarak bu gelirin faziletli ve erdemli insanlara yakışmayacağını dile getiriyor. Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta da haram kılınan faiz, cahiliye döneminde de Arap dünyasının en büyük problemlerinden biri olmuş.

İslâm literatüründe faiz, fazlalaşmak, ziyadeleşmek manalarına gelen 'riba' kavramı ile ele alınıyor. Aslında her ikisinin de anlamı aynı: İki mal veya paranın mübadelesinde karşılığı olmaksızın verilen fazlalık. Kur'an'da faizi men eden ifadeler kullanır. Yüce Beyan, yasaklanmasına rağmen riba almaya devam etmeyi imana tamamıyla zıt bir davranış, hatta Allah ve Resûlü ile savaşmaya eşdeğer olarak niteliyor: "Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, 'Zaten alışveriş de faiz gibidir' demelerindendir." (Bakara, 275) Yüzlerce hadis-i şerif de inananları faizden uzak durmaya çağırıyor. Veda Haccı'nda ise "Faizin her çeşidi kaldırılmıştır ve ayağımın altındadır." Nebevî beyanı yankılanıyor. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), faizi insanı helakete sürükleyen, şirk, sihir, haksız yere adam öldürmek, yetim malına el uzatmak, düşmana toplu hücum yapılacağı bir anda savaştan kaçmak ve iffetli bir kadına zina isnadında bulunmak gibi büyük günahlarla birlikte sayıyor. Hatta faiz yemeyi insanın annesiyle nikahlanmasına eş değer görüyor.

Ayet ve hadislerin bu konunun üzerinde önemle durmasından anlaşılacağı gibi faiz ekonomik, sosyal ve psikolojik birçok sorunun baş aktörü. Bediüzzaman Said Nursî, 'Sözler'de: "İnsanlık içerisinde ortaya çıkan bütün karışıklık, bozgunculuk ve ihtilallerin kaynağı şu iki kelime, iki söz veya iki anlayıştır: Biri 'Ben tok olduktan sonra, başkası açlıktan ölse bana ne?; diğeri 'Sen çalış, ben yiyeyim.' Öldürücü bir zehir olan birinci sözü yok edecek, o hastalığa şifa verecek deva zekât emridir ki, İslam'ın önemli bir rüknüdür. İkinci sözde bir zakkum ağacı gizlidir. Onun kökünü kurutacak olan da faizin haramlığıdır. İnsanlık kurtuluş istiyorsa, hayatını seviyorsa zekât uygulamalı, faizi ortadan kaldırmalıdır." değerlendirmesinde bulunuyor.

Birçok ilim adamına göre faizin haram kılınmasının temel hikmeti, dinimizin 'hak' kavramına verdiği değer ve bu sistemin doğurduğu sıkıntıları engellemek. Fatih Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Özsoy, cahiliye döneminde olduğu gibi günümüzde de faizin bir zulüm aracı olarak kullanıldığını düşünüyor. Fakir ülkelerin zenginlere karşı borç yükü altında ezildiği ve zenginlerin fakirlerin sırtından geçindiği dünyanın şu andaki hali bu zulmün en bariz örneği. Özsoy, faizin en büyük zararının yine ekonomi üzerinde olduğu kanaatinde. Bunu ispatlamak için de dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik krizleri örnek gösteriyor. Nitekim Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkan etkenlerden birinin devletin altından kalkamadığı borçlar olduğu, devlet bütçesinin büyük bölümünün borç faizlerine gittiği göz önüne alındığında faizin zararları daha da iyi anlaşılıyor. Dolayısıyla riba, şişme bir ekonomi meydana getiriyor ve bu balon nihayetinde patlıyor. Borç veren sınıfın hep kazanıp, borç alanın hep kaybettiği bu sistemde sınıf farkları ve sosyal çatışmalar kaçınılmaz oluyor. İşsizlik, milli gelirin adil dağıtılamaması, sosyal yardımlaşmanın yara alması, cimrilik ve bencillik, sosyal hayatı adeta felce uğratıyor.

Günümüzde ekonomik faaliyetleri faizsiz bir sistem içinde daha sağlıklı bir biçimde yürütmek mümkün. İslâmiyet, sürekli hareket eden bir para sistemini tavsiye ediyor. Faize bulaşmadan yatırım yapmak için ortaklık ve borç vermeyi teşvik ediyor. Dinimizin geliştirdiği 'mudaraba ortaklığı' ile bir kişinin sermayeyi, diğerinin ise emeğini ortaya koymasıyla şirket kurulabiliyor. Diğer bir kavram olan 'muşareke ortaklığı' ile de iki ve daha çok kişinin ticaret yapması ve elde edecekleri kârı paylaşması üzerine ortaklık kurması öneriliyor. Buradan hareketle eski Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamza Aktan, yatırım için faize başvuranları helâl yolda harama girmemeleri konusunda uyarıyor: "Bir atasözümüz var 'Ayağını yorganına göre uzat' diye. İş hacmini artırmak maksadıyla faizli kredi kullanmak kazanca haram karıştırmaya ilaveten kişiyi iflas noktasına getirmek gibi bir riski de barındırıyor. Ekonomik hayatta helâl kazançla adım adım ilerlemek daha güvenceli ve isabetli bir yol."

İslâm'da yasaklanan iki çeşit faiz uygulaması var. Biri günümüzde en yaygın olan 'ödünç' (borç), diğeri 'alışveriş faizi'. Prof. Dr. İsmail Özsoy, ödünç faiz çeşidini söyle tarif ediyor: "Bir borç paranın vade sebebiyle ödenirken daha fazla bir miktar ile ödenmesi veya borç veren lehine başka menfaat ve çıkarların şart kılınmış olması." İnsanlığın Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) yasaklamasıyla öğrendiği 'alışveriş faizi' ise mal ya da paraların peşin veya vadeli alım satımlarında ortaya çıkıyor. Bu çeşidin bir kolu olan 'veresiye faizi', mal değişiminde ya da döviz işlemlerinde gerçekleşiyor. Yani malların vadeli değişiminde oluşan fiyat farkı ile farklı cinsten paraların vadeli değişiminde oluşan kur farkı dinimize göre riba. Alışveriş faizinin diğer kolu 'fazlalık faizi' ise aynı cinsten malın değişiminde görülüyor. İslâm kaliteli malın kalitesiz malla, işlenmiş bir ürünün işlenmemiş bir ürünle değişimini yasaklıyor. Böylece kişiye göre değişen kalite ve işçilik gibi kavramların suiistimali engellenmiş oluyor.

FAİZDEN KORUNMAK İÇİN NE YAPMALI?

Faiz sistemi üzerine kurulan ekonomik yapının içinde paralarını kirletmek istemeyenler, haliyle uygun bir yol arayışına giriyor. Bu sebeple günümüz fıkıhçılarının en çok muhatap oldukları sorular ekonomik meselelerle ilgili. Ancak bu konuda kafa yoran İslâm hukukçuları arasında farklı içtihatlar söz konusu. Yani, Kur'an, hadis ve icma ile sabit olan şer'î delillerden çıkan bazı hükümleri her fıkıhçı farklı yorumlayabiliyor. Yazar Ahmet Kurucan, içtihadî meselelerde tek doğrunun olmadığına dikkat çekiyor: "Asıl karar, mevcut fetvadan birini tercih etme pozisyonunda olan kişiye aittir. Ölçü alacağı şeyler, fetvayı veren kişinin İslâmî yaşantısı ile birlikte ilmî ehliyeti ve kendi kalbinin tatminidir. Ve hepsinden önemlisi, hiç kimsenin hiç kimseyi yaptığı tercihten dolayı suçlamaması ve günahkâr görmemesidir."

Dinin belirlediği kırmızı çizgilere tecavüz etmeden, yani haramı helâl yapmadan, ticarî hayatta ortaya çıkan zorlukları aşmak gerekiyor. Bunun için başvurulan birçok metot var. Katılım bankaları (faizsiz bankacılık) bunlardan biri. İsmail Özsoy, Türkiye'de yaygın hale gelmeye başlayan faizsiz bankacılığın temel yapısını şöyle açıklıyor: "Parasal işlemlerle mal ve hizmet hareketlerinin birbirine sıkı sıkıya bağlandığı, her para hareketinin mutlaka bir mal veya hizmete karşılık geldiği; gelirin ise kâr-zarar ortaklığı esasına göre bölüşüldüğü bir sistem." Katılım bankalarında halktan para toplanırken belli bir kâr payı taahhüt edilmiyor. Yani işlemlerin sonucunda kazanç elde etmek kadar zarar etmek de söz konusu. Ortak havuzda toplanan kârın bir bölümü kuruma kalırken diğer bölümü paralarını yatıranlara dağıtılıyor. Müşteriye verilen kârlar, kurumun yaptığı ticarî faaliyetlerden elde ediliyor. Bu bankaların danışmanları arasında fıkıhçılar da bulunuyor. Hemen hemen her işlemde âlimlerin görüşü alınıyor.

Mevcut finansal hayatımız bizi sık sık faizle yüzyüze getirse de aslında helâl yoldan kazanç için birçok alternatifimiz var. Katılım bankaları, faizsiz yatırım araçları, borç ve ortaklık sistemi bunlardan sadece birkaçı. Dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise ekonomik kazanç uğruna dinî hayattan taviz vermemek. Yani kazancımıza haram bulaştırmamak için ince eleyip sık dokumak şart.

Hayatımızı kuşatan ekonomik işlemler

Faizin genel tanımlamasından sonra gündelik hayatımızın vazgeçilmez parçası haline gelmiş bazı ekonomik terimlere fıkıhçıların gözüyle ışık tutmakta fayda var:

SİGORTA: İnsanların gelecek endişelerini izale edecek bir garantör hüviyetindeki sigorta, Batı kültüründen ülkemize giren sistemlerden. Uygulama amaçları göz önünde bulundurulduğunda 'devlet sigortası', İslâm âlimlerince caiz kabul ediliyor. 'Üyelik sigortası' olarak bilinen çeşitli iş kollarına mensup üye, işçi ve memurların yardımlaşma amacıyla oluşturdukları sigorta sistemi de dinen uygun görülüyor. Asıl tartışma konusu olan prim ödeme esasına dayalı 'ticarî sigorta' içinse farklı görüşler söz konusu. İslâm hukukçusu Prof. Dr. Hayrettin Karaman'a göre bu sigortada, primlerin toplanmasıyla biriken paraların hangi işlemlerde kullanıldığı önem arz ediyor: "Türkiye'de tam anlamıyla İslâm'a uygun olan sigorta kurumu bulunmadığı için ve Müslümanların da araba, ev, dükkan, mal, sağlık gibi değerlerini hasar ve zarara karşı yardımlaşmaya ihtiyaçları olduğu için, mevcut sigorta şirketlerine bunları sigorta ettirmeleri -fıkıhta zaruret sayılan ihtiyaç sebebiyle- caiz." Karaman, araçlar için uygulanan 'kasko' işlemlerini de aynı kategoride değerlendiriyor. Ancak hayat sigortasının, telafisi olmaması ve para verip karşılığında para alma esasına dayalı olduğu için caiz olmadığını düşünüyor. Prof. Dr. Hamdi Döndüren de ticarî sigorta işlemleri için seçilen şirkete dikkat edilmesi uyarısında bulunuyor. Zira günümüzde birçok sigorta şirketi, primlerden biriken paraları faiz işlemlerinde kullanıyor. Bu durum sigortalıyı da mesul bırakıyor. Bu sebeple primleri meşru alanda değerlendiren şirketleri tercih etmek gerekiyor.

KREDİ KARTI: Kredi kartları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Kredi kartı kullanmamaya özen gösterenler olduğu gibi, cüzdanlarında birkaç tane banka kartı taşıyanlar da var. Kart kullanılması genel olarak uygun görülse de İslâm âlimlerinin ortak uyarısı şu: "Ekstre ödemelerinizi geciktirerek faize düşürmeyin." Prof. Dr. Hamdi Döndüren, mümkün olduğunca faizsiz bankaların kredi kartlarının tercih edilmesini tavsiye ediyor. Taksit konusunda ise şöyle düşünüyor: "Ödeme gücü olanların nakit para kullanması, bu mümkün olmazsa tek çekim kart kullanımını tercih etmesi daha uygun. Kredi kartı borcunu ve diğer borçları geciktirmek, ödeme gücü olan kimse için bir zulüm ve haksızlıktır. Hadiste, 'Varlıklı kimsenin borcunu ertelemesi bir zulümdür' buyrulmuştur." Faiz ödememek için ekstre ödemelerinde asgari tutar yerine, borcun tatamının ödenmesi gerekiyor. Çünkü faiz ötelenen tutara uygulanıyor. Olur da kart ödemeleri faize düşerse Döndüren, 'yapılan iyilikler kötülükleri yok eder' ilkesince, ödenen faiz miktarı kadar sadaka verilmesini tavsiye ediyor. Kredi kartlarının uyguladığı teşvik kampanyaları hakkında ise "Alışveriş yapma sonucu, satıcının teşvik ve reklam amaçlı olarak vereceği puan ve bonus uygulaması caizdir. Çünkü satıcı, sattığı ürüne kendi rızası ile ilave yapabilir." diyor.



MORTAGE: Halk arasında 'kira öder gibi ev sahibi olmak' olarak bilinen 'mortgage' sistemi, fıkıhçıların tartıştığı mevzuların başında geliyor. Bu sistem özetle şöyle işliyor: Banka, alıcının bulduğu ev adına ödeme opsiyonuna bağlı olarak faizle kredi veriyor. Kredinin evin peşin fiyatına tekabül eden kısmı, tapu işlemlerinin yapıldığı sırada direkt ev sahibine veya onun da borçlu olduğu kuruma ödeniyor. Alışveriş sonrası evin tapusu alıcı üzerine yapılıyor. İşleyiş, bir anlamda ipotekli satış oluyor. Ödeme şartlarına muhalefet edilmesi durumunda kredi veren kurum eve el koyabiliyor.

Evi zaruri ihtiyaç olarak değerlendiren Prof. Dr. Hayrettin Karaman, "Kirada oturmak evin zaruri ihtiyaç olduğu gerçeğini değiştirmez. Çünkü kirada oturmak sahip olunan bir evde oturmak gibi değildir." diyerek mortgage'a cevaz veriyor. Ev sahibi olmak isteyenlere katılım bankalarından yararlanmalarını öneren Karaman, "Katılım bankaları maliyet bakımından faizci bankaların sağladıkları imkâna yakın olanaklar sağlıyorsa, elbette ki onları bırakıp faizci bankaya gitmek caiz olmaz. Ama mevzuatı ve prensipleri gereği ya imkân sağlamıyor veya ihtiyaç sahibinin altından kalkamayacağı, onu zora sokacak şartlar ileri sürüyorlarsa diğer bankalara gitmenin yolu açılabilir. Fakat ihtiyaç ve zaruretin ötesinde, daha fazla kazanmak ve lüks yaşamak için asla faizli kredi alınamaz." görüşünde. Karaman, devletin, evsizlerin ev sahibi olmaları ve inşaat sektörünün hareketlenmesi amacıyla verdiği teşvik kredilerini de caiz kabul ediyor. Hamdi Döndüren ise "Ev, araba gibi bir ihtiyaç için faizsiz finans kurumlarından 'murabaha' ('kârlı satış) yoluyla kredi kullanılabilir. Bu mümkün olmazsa zaruret durumlarında devlet bankası tercih edilmelidir." ifadelerini kullanıyor.

Günümüzde ev almak isteyenler için geliştirilen bazı faizsiz uygulamalar da var. Bunlardan biri olan 'el birliği sistemi' ile taksitle, istenilen ev satın alınabiliyor. Bir şirketin organizasyon ücreti karşılığında gerçekleştirdiği bu sistem, imece usulüyle ev sahibi olma temeline dayanıyor. Altın günlerinden ilham alınarak geliştirilen organizasyonda, her ay bir kişi çekiliş sonucunda ev sahibi oluyor. Çekilişte evine erken sahip olanlar, diğer adaylara kira yardımında bulunuyor. Sistem arsa, işyeri gibi gayrimenkul almak isteyenlere de aynı imkânı sunuyor.



TEŞVİK VE İHTİYAÇ KREDİSİ:
Devletin belli zaman dilimlerinde verdiği teşvik kredisi, İslâm âlimlerince çoğunlukla caiz kabul ediliyor. Hayrettin Karaman, "Devletin yatırımları teşvik etmek amacıyla verdiği krediler, uzun vadeli ve düşük faizli kredilerdir. Bu krediler için öngörülen faizler enflasyonun çok altında olduğu için 'reel faiz' kapsamı dışındadır. Yani görünüşte, kâğıt üstünde bir faiz var, fakat gerçekte faiz yoktur, hatta devletin verdiği ödünç sermayenin tamamının değil, bir kısmının geri ödenmesi, diğer kısmının ise girişimciye bağışlanması söz konusu." diyerek bu kredinin kullanılmasına cevaz veriyor.

Genellikle özel bankalardan temin edilen ihtiyaç kredileri ise uygun görülmüyor. Karaman, bunun ancak zaruret (insan yeterli beslenemez, giyinemez, tedavi olamaz, oturacak bir mesken sağlayamazsa) halinde alınabileceğini anlatıyor. Döndüren, ihtiyaç kredisi işlemlerinde, 'dosya parası' adı altında alınan paranın da fazlalık faizi niteliğinde olduğunu belirterek, uygun olmadığının altını çiziyor.

Fıkıhçılar cevaplıyor

Bazı finansal işlemlerin dinimize uygunluğunu İslâm fıkıhçılarına sorduk:

Bankada vadesiz para tutmanın sorumluluğu nedir?

Faizli bankada ticaret zorunluluğu dışında para bulundurmak, faiz sistemini destekleme ve güçlendirme anlamına geldiği için uygun değil. (Prof. Dr. Hamdi Döndüren)

Bankaların özel (bireysel) emeklilik uygulamalarının hükmü nedir?

Özel emeklilik uygulamalarının hayat sigortasından farkı yok. Esası parayı şahıstan alıp, faiz gelirine yönelik olarak değerlendirmek ve vatandaşa verdiğinin daha fazlasını geri vermektir. Az para verip çok para almanın adı faizdir; çok parayı kazanan da faiz yoluyla kazanmaktadır. Bu sebeple helâl değil. (Prof. Dr. Hayrettin Karaman)

Birikimlerimizi harama düşmeden nasıl değerlendirebiliriz?

Müslüman için helâl kazanç yolları; yapabilecek durumdaysa malını bizzat kendisinin işletmesi, değilse ticarî veya sınaî bir işletmeye ortak olması ya da bir yatırım aracına bağlamasıdır. Parayı yatırım aracı olan altın ve dövize bağlamak veya güven duyulan bir katılım bankasına vadeli olarak yatırmak da uygun. Eğer birikim miktar olarak yeterliyse ev, dükkân veya arsa gibi gayrimenkul satın alınarak da yatırım yapılabilir. (Prof. Dr. Hamza Aktan)

Hazine bonosu almak caiz mi?

Devlet, borç ve ihtiyaç içine düştüğünde başka çare bulamadığı zaman hazine bonosu, senedi, kâğıdı ve tahvili satar. Yani halktan, reel faizle borç alır. Devletin faizle borç alması da vatandaşın ona faizle borç vermesi de caiz değil. Bugün zengin-yoksul herkesten (özellikle vasıtalı vergi yoluyla) alınan vergiler, bu hazine kâğıtlarının faizine gidiyor. Böylece zengin (devlete ödünç verecek kadar parası olan) daha zengin olurken yoksul ise gittikçe daha da fakirleşiyor. (Prof. Dr. Hayrettin Karaman)

Devlet-özel banka arasında krediden yararlanma konusunda bir fark var mı?

Kredi kullanmak zaruretse devlet bankası tercih edilmeli. Çünkü ödenecek fazlalık (faiz) sonuçta hazineye intikal eder. Diğer işlemlerde ise katılım bankalarını tercih etmek daha doğru. (Prof. Dr. Hamdi Döndüren)

alıntıdır...

Berat Kandili duası


Bu gece Ramazan ayının müjdecisi Berat Kandili.


Bir senelik günahların affına vesile olması tememnisiyle, Berat Kandili duasını yayınlıyoruz.

BERAT KANDİLİ DUASI

Euzü billahi mine'ş-şeytani'r-racîm Bismillahi'r-rahmani'r-rahîm

Ey Bizleri varlığa erdiren,

Var olmadaki sonsuz zevki gönüllerimize duyuran,

Güzeller Güzeli Rabbimiz!

Sana sonsuz hamd ü senalar olsun.

Kainatın İftihar Tablosu peygamber efendimize Sonsuz salât ü selam olsun.

Gufranla ufkumuzda tüllenen şu mübarek berat ve gufran gecesinde bir kere daha dergâh-ı ilahînin önünde el açıp yalvarıyoruz:

1. YA İLAHE'L-ALEMİN!

Bize verdiğin isteme duygusu ve istenenleri vereceğin inancıyla rahmetinin vüs'ati genişliğindeki kapına dayanıyor, şu mübarek berat gecesinde bir kere daha hâlimizi arz etmek istiyoruz.

Hâlimiz Sana ayan, söyleyeceklerimiz bildiklerinin bir kısmını beyan. Beklediğimiz asırlardan beri bizi kıvrım kıvrım kıvrandıran dertlerimize derman.. icabet buyur ey Rahîm ü Rahmân!

2. EY ÇARESİZLER ÇARESİ!

Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur. Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur.

Ciddi bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız. Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor. Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor. Ümmet-i Muhammed (aleyhissalatü ve't-teslîmât) perişan, derbeder ve ızdırap içinde...

Müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum...

İbadet ü tâat kültür televvünlü...

Duygular, düşünceler fantezilere emanet...

Mücadelelerin esası da çıkarlar, menfaatler, ırkî mülahazalara dayalı. Sen bizlere çıkar yol lutfeyle ya rabbi!

3. YA RAB!

Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda, bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla başbaşa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden, nefislerimizi cismânîliğin baskılarından, gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyanet eyle. Kapının kullarını; ilimde kibir u gururdan, ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru.

Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak, kurbet atmosferinde içiçe firkat yaşamak, hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur ya Rabbi.

4. EY GÜNAHLARI BAĞIŞLAYAN!

Şu mübarek gece hürmetine Bizleri bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir alemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor.

İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her halimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bu güne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz ya Rabbi!

5. EY KENDİSİNE YÜKSELEN ELLERİ BOŞ ÇEVİRMEYEN!

Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun. Sana yönelenlere hep “Gelin, gelin” diyorsun. Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen, müsaade buyur “Biz de geldik” diyelim. Geldik ve Sana, yolların amansızlığını, nefis, şeytan ve hevânın imansızlığını, bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz. Bilhassa, her zaman hatalara açık duran, mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan, serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz. Sen bizleri nefsin ve şeytanın şerrinden muhafaza buyur ya rabbi!

Bizleri büyük-küçük hatalardan, günahlardan ve emirlerine karşı isyan kokan tavır ve davranışlardan arındır.. ya Rabbi lisanlarımızı yalandan, gıybetten, Senin sevmediğin, hoşnut olmadığın bütün kirli sözlerden temizle..

Kalblerimizi gösterişten ve iki yüzlülükten muhafaza buyur ya Rabbi!

Her hal ve tavrımızı rızan istikametinde eyle.. Niyetlerimizi ihlaslı kıl ve bize lütfettiğin bütün şeylerde de bereket ihsan eyle ya Rabbi!

6. EY TALİHSİZLERİN SIĞINAĞI, EY ÂCİZLERİN GÜÇ KAYNAĞI, EY DERTLİLERİN TABİBİ VE EY YOLDA KALMIŞLARIN YOL GÖSTERENİ!

Şu anda duygularımız derbeder, davranışlarımız ahenksiz, ruhlarımız kirli, ayaklarımız titrek, ellerimiz mefluç, çoğumuz itibarıyla ümitlerimiz sarsık, havalar boz-bulanık, mağripler hicranla tül tül, maşrıklar lütfuna kalmış... İşte böyle bir dağınıklık içinde Sana geldik. Böyle gelenlerin ilki değiliz, sonuncusu da olmayacağız.

Rahmetin, bu garip pişmanların ümit kapısı, bizler de bu kapının önündeki liyakatsiz dilenciler. Şimdiye kadar gelip Senin kapında ihtiyaç izhar edenlerden boş dönen hiç olmamış; hiçbir kaçkın ve pişman da o kapıdan kovulmamıştır. O kapı Senin kapın, onun başkalarından farkı da her gelene affındır. Bizi hilm ü silminle güçlendir. Zalimlere de varlığını duyur.

7. EY HER DUADA BULUNANA İCABET EDEN ULULUK TAHTININ SULTANI!

Şu mübarek berat gecesinde binler, yüz binler Senin karşında divan durarak ellerimizi Sana açıyor ve külliyet kesbetmiş niyaz edalı soluklarımızla, kullarına her zaman açık bulunan, hiç olmazsa aralık duran rahmet desenli kapının tokmağına inleyerek dokunuyor ve "Biz geldik" diyoruz. Herkesi ve her şeyi görüp gözettiğine, her sese ve herkese merhamet ettiğine gönülden inanarak kaçkınlığımızı muvakkat dahi olsa görmüyor, günahlarımızı af çağlayanların içinde tasavvur ediyor, karıştırdığımız haltlara değil, Senin afv u safhına bakıyor ve ümitlerimizi ona bağlıyoruz; Enîsimiz Sen isen, çevrenin vahşetinden bize ne! Her yanda şeytan ve avenesi içten içe homurdanıp duruyorlarmış, Sen bizimle olduktan sonra ne ifade eder ki! Sen her şeyin biricik hâkimisin ve hükmünü engelleyecek bir güç de yoktur. Sen saltanat dairen içinde en küçük şeyleri görür, en cılız sesleri işitir, hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi cevapsız bırakmazsın.

8. EY YÜCELER YÜCESİ!

Sen biliyorsun, biz de bunun farkındayız; ömrümüzün hasenât kefesi bomboş, pek çoğumuz itibarıyla bir ihlâs bezginliği içindeyiz. Çoğumuz gafil, bedbin, dünsüz-yarınsız sefil birer hâlzede gibi aktüalite ile iç içeyiz. Her hâlimizde âlâyiş, gösteriş, köpük köpük hevâ ve heves; sürekli zevk u sefâya, makama, mansıba, şöhrete, şana ve dünyevî hülyalara oynuyoruz. Yığınların rüya ve hülyalarıekonomive refah; taptıkları da dolar, dinar ve euro. Ruhlar meflûç, kalbler kötürüm, basîret âmâ, düşünceler kirli, davranışlar da tam buna göre... Gece ve gündüz gibi iki yüzlü yaşıyoruz, ak görünüyor kapkara davranıyoruz; idare ve siyaset deyip hem ışık türküleri söylüyor hem de karanlık ağıtları mırıldanıyoruz. Devirlere, dönemlere göre renkten renge giriyor, bukalemunları şaşırtacak mârifetler (!) sergiliyor ve aldatmayı beceri kabul ediyoruz.

9. EY RAB!

Ellerimiz-ağızlarımız, gözlerimiz-kulaklarımız, dillerimiz-dudaklarımız yaratılış gayelerinden fersah fersah uzak ve âdeta nankörlüğe kilitli; eller memnû meyvelerde, ağızlar harama açık duruyor; gözler başkalarının kusur müfettişi.. yalan revaçta, hıyanet âdiyattan bir şey, hakkın ismi var sadece; adalet "sayyâd-ı bîinsaf"ların hazırladığı kapanların önüne saçılmış birkaç dane gibi bir şey; vefa Kafdağı'nın arkasında, ahde hürmet unutulup da bir köşede kalmış; buna karşılık haksızlık firavunları utandıracak dorukta. Makam sevgisi, şöhret hissi, rahat etme düşüncesi, tenperverlik duygusu boyunlarımızda âdeta çelikten bir kement; her biri birer gayya olan bu duygulardan bir türlü kurtulamıyor ve mahiyet-i nefsü'l-emriyemize göre kendimiz olamıyoruz. Dünya ve ukbâ kazancı adına ne ciddî bir hesap ne de tutarlı bir plâna sahibiz. Kazançlar kuşağında sürekli kaybediyoruz; kaybederken de muhtemel daha kötü durumlarla teselli olmaya çalışıyoruz. Zamanı suçlama, şartlara lânetler yağdırma da ayrı bir avunma yolu.

Bütün bunlara rağmen ya Rab! , bizi bize bırakmaman en büyük dileğimiz. Kendimiz edip kendimiz bulsak da, rahmetin, istihkaklarımıza lütuf televvünlü haklar bahşedecek vüs'atte. Sen bizlere lütfunla muamelede bulun ya Rabbi!

Dua edenlere cevap veren Sen, ızdırapları dindirip ihtiyaçları gideren Sen, devrilenleri kaldırıp doğrultan Sen, çatlayıp kırılanları sarıp-sarmalayıp tedavi eden de Sensin! Senden ayrı kalışımız ruhumuza renk attırdı; nefsânîlik ve gaflet, ibadetlerimizin mânâ ve özünü alıp götürdü; samimiyetsizlik dualarımızın kolunu-kanadını kırdı. Sinelerimiz bomboş, düşüncelerimiz tutarsız, kalbî ve ruhî hastalıklarımız bizi yere sermek üzere.. Var eden Sensin, yok eden de Sen; uzak tutan Sensin, yaklaştıran da Sen; Sen bizi biz etmeseydin biz bu duyduklarımızı duyamaz ve bize imanın neş'esini tattırmasaydın şu söylediklerimizi mırıldanamazdık. Verdiklerin vereceklerinin referansı; diliyor ve dileniyoruz, bize yakınlığını duyur ve benliğimizde Sana karşı yaklaşma heyecanları uyar.

10. EY RAB!

Elimizden tut, dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun.. iç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden, zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma. Senden kalblerimize ışık, iradelerimize güç, düşüncelerimize istikamet, niyetlerimize de hulûs istiyoruz. Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur.

11. EY AFFI TECZİYESİNİN ÖNÜNDE RAHMET TAHTININ SULTANI!

Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca günahkarın affedileceği bu mukaddes berat gecesinde bizleri de bağışla, öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki, önümüzde tuzak, arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis, şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor. İnayetine ihtiyacımız açık, çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış, kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin. İçimizi Sana döküyor, kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz.

Ey yüceler yücesi!

Efendimiz Hazreti Muhammed'e,

Muallâ aile efradına

ve bütün ashab-ı güzînine salât u selam ederek bunları Senden

dileniyoruz; dualarımızı kabul buyur ya rabbi!..

amin amin amin

velhamdü lillahi Rabbil alemine'l-fatiha

İşçi ve Bağ-Kur emeklisine % 1,19 zam



Açıklanan haziran ayı enflasyonu, SSK ve Bağ-Kur emeklilerini üzdü. Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Dairesi'nin hesaplamalarına göre 6 milyon SSK ve 2.5 milyon Bağ-Kur emeklisinin ikinci 6 aylık maaşlarına yüzde 1,19 zam yapıldı.

Bu yıl TÜFE'ye bakıldı

Bu fark temmuz ayı itibariyle maaşlara yansıyacak. Haziranda 800 lira alan bir emekliye 6 ay boyunca 8 lira artı para yatacak. Edinilen bilgiye göre son iki yıldır seyyanen yapılan zam, bu yıl TÜFE oranında maaşlara yansıtıldı.

Memura fark yok

Açıklanan ilk 6 aylık sonuçlar, memur ve emekliler için enflasyon farkının oluşmadığını ortaya koydu. 6 aylık TÜFE yüzde 1,95 olurken, memurlara aynı dönem için yüzde 4 zam verilmişti.

 BUGÜN

İzmarit atana 50 TL ceza


Çevreye izmarit, paket, ağızlık, kağıt ve benzeri atıkları atanlara kamu görevlileri ve belediye zabıta görevlilerince 50 TL para cezası verilecek.




TBMM Genel Kurulu'nda, 1. bölümü kabul edilen tasarıya göre, tütün ürünlerini; kamu binalarının kapalı alanlarında, birden çok kişinin girebileceği binaların kapalı alanlarında, taksiler de dahil olmak üzere karayolu, demiryolu, denizyolu ve havayolu toplu taşıma araçlarında, ilk ve orta öğrenim kurumlarının, kültür ve sosyal hizmet binalarının kapalı ve açık alanlarında, lokantalar, kahvehane, kafeterya, birahane gibi eğlence hizmeti verilen işletmelerde tüketenler ile spor, kültür, sanat ve eğlence faaliyetlerinin yapıldığı yerlerde kullananlar Kabahatler Kanunu'na göre cezalandırılacak.

Çevreye izmarit, paket, ağızlık, kağıt ve benzeri atıkları atanlara kamu görevlileri ve belediye zabıta görevlilerince 50 TL para cezası verilecek. Kişi, çevre kirliliğini derhal giderirse para cezasına çarptırılmayacak.

Entegre sağlık sunulan merkezlerde artırımlı ücretten yararlananlar hariç olmak üzere, aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına ücreti karşılığında nöbet görevi verilebilecek. Ancak aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına nöbet görevi verebilmesi, her ihtiyaç doğduğunda değil bu ihtiyacın başka şekilde karşılanmasının mümkün olmadığı durumlarda geçerli olacak.

Aile hekimliği uzmanlık eğitimi veren kurumlar, her bir araştırma görevlisi başına 4 bin kişiyi aşmamak üzere, kişi başına aylık 5 TL'den fazla olmayan tutarı, döner sermaye işletmelerindeki hesaba yatırılacak.

NARGİLE ÜZERİNE DE UYARICI YAZILAR YAZILACAK

Tütün ürünleri gibi, tütün ürünü ihtiva eden ve etmeyen nargile de 18 yaşını doldurmamış kişilere satılamayacak, tüketimlerine sunulamayacak.

Tütün ürünleri üretici, ithalatçı ve dağıtıcı firmaları ile tütün ürünlerinin; isim, marka, amblem, logo veya bunları doğrudan çağrıştıran diğer isim ve alametleri, tütün ürünleri sektörü harici mal ve hizmet sektörlerindeki firma ve ürünlerle ilişkilendirilemeyecek ve tütün ürünüyle diğer ürün ve hizmetin birbiriyle ilişkili olduğu izlenimi verecek biçimde kullanılamayacak.

Tütün ürünleri harici mal ve hizmet sektörlerindeki firma ve ürünlerin; isim, marka, amblem veya logo ya da bunları doğrudan çağrıştıran diğer isim ve alametler de tütün ürünleriyle veya firmalarıyla ilişkilendirilemeyecek. Hiçbir ürünün üzerinde tütün ürünlerini çağrıştıran işaret ve renk bulunamayacak.

Türkiye'de üretilen veya ithal edilen tütün ürünleri paketleri ile tabanı hariç, nargile şişelerinin üzerine, en geniş iki yüzünden her birine, bu yüzlerin alanlarının yüzde 65'inden az olmamak üzere, özel çerçeve içinde tütün ürünlerinin zararlarını belirten resimli ve Türkçe yazılı uyarılar veya mesajlar konulacak.

İthal edilen veya Türkiye'de üretilen tütün ürünlerinin paketlerinde ve etiketlerinde; bu ürünlerin özellikleri, sağlığa etkileri, tehlikeleri veya emisyonları ile ilgili yanıltıcı ve eksik bilgi verilemeyecek; tüketimi özendiren, teşvik eden veya tüketiciyi yanıltan ya da ürünü cazip kılan metin, isim, marka, ibare, mecaz, resim, figür, işaret veya renkler ve renk kombinasyonları kullanılamayacak.

AA

Ekranda büyük temizlik

Sağlık Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan gelen yazılar üzerine 50'nin üzerinde bitkisel ürünün televizyon ve radyolarda tanıtımı yasaklandı


Ürünler arasında altın çilekten bala, tüy dökücü kremden zayıflatma ürünlerine kadar çok sayıda marka bulunuyor. Dr. Ömer Coşkun'a ait tüm ürünler de tanıtımı yasaklananlar arasında bulunuyor.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), daha önce de ilgili bakanlıklardan gelen yazılar üzerine çeşitli ürünlerin tanıtımını yapan bazı kuruluşlara müeyyideler uygulamıştı. Ancak bu tanıtımların bazı yayıncı kuruluşlarda hâlâ devam ettirildiği tespit edildi. RTÜK bu durum üzerine harekete geçerek, kalem kalem hangi ürünlerin tanıtımının yapıldığını ve ürünlerin bakanlıklar tarafından hangi gerekçelerle yasaklandığını açıklayan kapsamlı bir çalışma yaptı. Üst Kurul, sayılan ürünlerin tanıtımlarının devamı halinde yasal işlemlerin sürdürüleceğine ilişkin yayıncı kuruluşlara yönelik tebligat yaptı.

Üst Kurul'un çalışmasına göre, bazı gıda takviyelerinin, haricen uygulanan jel, krem, maske, şampuan ve losyonlar ile çeşitli tıbbi cihazların tanıtımları yapılıyor. Bu ürünlerin, kilo verdirici, cinsel performans artırıcı, sigara bıraktırıcı, hastalıkları önleyici, tedavi edici, iyileştirici etkileri olduğu yayıncı kuruluşlarca iddia ediliyor. İlgili bakanlıklar ise söz konusu ürünlerin, halkın genel sağlığına zarar verecek içerikte olduğunu, ürünler üzerinde yapılan incelemelerle ortaya koyarak, bunların tanıtımının durmasını istiyor. Bakanlıklar tanıtım yasağı gerekçelerinden bazılarını şu şekilde sıraladı: "İthalat ve üretim izinlerinin olmaması. Tedavide etkinliği ve emniyeti kanıtlanmamış olan, tüketicilere yönelik aldatıcı ve yanıltıcı reklamların yapılması." Reklamı yasaklananlar Dr. Ömer Coşkun ürünleri (sayıları 20'yi geçiyor), Clavis markalı tüm ürünler, tüm bal tanıtımları, African mango, altın çilek, aslan perçemi, Orjin krem, Tütüneson, Diyason, Minoxil deri spreyi, Elma Kron, Pharmaton, Clavis Panax, arı sütü, Restoria Discreet Colour Restoring Cream, Gray Away, Ozoderm Hair Grey, Orjin, SunFlower Krem, Epilamor, Bioser, ozon yağı, Romadur Sprey, Foot Care, Body Care, keten tohumu, Furkan Çay, B-Sucess, V-Pills, Maurers, Ekvator Krem, Bioser Ağrı Kesici Jel, Thinx Cream

'Fark' cinliği !



Özel hastaneler, fark ücretlerinin SGK'ya gitmemesi için hastaya önce taahhütname imzalatıyor, tedaviyi sona bırakıyor...

Vatandaşın fark çilesi bitmiyor... Abartılı fark ücretlerinin önüne geçmek için önlem alan SGK'ya karşı bazı özel hastaneler de karşı 'taahhütname' yöntemi geliştirdi. Buna göre; hastanenin kapısından giren hastaya önce taahhütname imzalatılıyor, ardından tedaviye başlanıyor. Hastanın şikayetini engelleyen taahhütname şöyle:

İŞTE TAAHHÜTNAME 

"
Talep ettiğim her türlü sağlık hizmeti, SGK tarafından ödenecek ücret dışında, kuruluşunuzun talep ettiği farkları kabul ettiğimi, kabul ve taahhüt ederim."


Alıntı: Takvim 

17 temmuz : Bernanke

Temmuz ayı için FED Başkanın ABD Kongre Senatolarına savunma ifadesi vereceği tarih belirlendi..

17 Temmuz 2012

Bilgi paylaşımı içindir.. Ajandanıza not edebilirsiniz..
bol kazançlar,

3 Temmuz 2012 Salı

mantık anlaşılmalı

1597 olan hedef satış rakamımız cuma da beliritldiği gibi 1614 olarak revize ediyorsunuz arkadaşlar...
umarım basamak basamak satış için nasıl yukarı tırmandığımızı ve elimizde nasıl ve neye göre altını tutmamız gerektiği anlaşılıyorduır...

1614 - (1611-1620)
1629 - (1626-1634)
1656 - (1649-1662)

elde tut pozisyon fikrimiz perşembe günü değişebilir..
yarın ABD tatil olması sebebiyle  çok sakin bir gün bekleyenlerdenim açıkçası...

şu an 1617 lerde seyreden ons  yükselişlerde elde tutuyoruz hedef 1629 olarak belirtilen ana rakam... buraya ulaştığında gene alt ve aşağı kanallara göre tut ya da sat diyeceğiz...
bu şekilde beklenilerek mümkün olduğunca basamaklarımız yükselerek daha yüksek ons rakamlarını yakalama şansına sahibiz...

düşüş durumlarında elden çıkararak olası düşüşlere yakalanmamış olacağız..
burada nefsin az karla yetinme terbiyesi ve düşmeye başladığında şimdi toplar mantığı ile satmama psikolojisinden kurtulmayı allışkanlık hale getirmemiz gerekiyor..

Belirtilen rakamlar neden tereddütlü .. çünkü arz ve talebin yatırımcılar için psikolojik rakam arz ettikleri için..
iş bu sebeple verilen rakamlarda al ya da sat yapmak tercihi size ait lakin bu rakamlarda düşünce aaa düştü demişti bildi ya da çıkınca bilemedi bak demek yanlış olacaktır.

1549-1562 al rakamından ne kadar mesai saatler içinde yakalayabildik ya da nereden alabildik bilemiyorum lakin düz rakam 1550 den bu tarafa  yukarı yönlü 70 usd lik bir kıpırdanış oldu.. %4,5 lik bir artışa denk geliyor bu.. Bu 70 usd ya da %4,5 lik çıkış bir müddet sonra satışa maruz kalacağını artık az çok biliyoruz...
Banka faizleri bile net aylık %1 verirken birkaç günlük ya da haftalık diyelim  bunu n 3-5 katı kazanç az olmazsa gerek.. Nefs işte doymuyor hep çoğunu istiyor :)

yataya devam

Değerli Arkadaşlar !
Çoğu cümleler uzun yazılar arasında kayboluyor sanırım..
abd tatil olması sebediyle perşem be gününe kadar yatay hareketlilik görmemiz gayet doğal olacaktır...

Altın çıkmaya başladı maşallah her yerde altın uçaçak mansetleri kol geziyor..
daha düne kadar 1450-1500 vb rakamlar konuşulmuyor muydu...
merak etmeyin gene trend tersine döner bir hafta 10 güne kalmaz gene 1500 ve aşağısından bahsedilir..

lütfen, yazılan çizilenler gerçekleşecek diye bir kişi veya yayını kendinizi yanılmaz elçi olarak tayin etmeyiniz...

özellikle forum varimsi kimliği ve kendi saklı sadece nicklerden ibaret yapılan yorum sayfalarından kaçının..

ben net şahit oldumki altın 1700 diye yazan ile 1500 olacak diye yazan aynı kişi sadece nickleri farklı...

Neyse tüm bunları bir tarafa bırakalım,
altın yatay yani kaplumbaga yürüyüşü en azından perşembe gününe kadar sürecektir.. Sebep olarak da dünya piyasalarının işlem hacmi bakımından elinde en fazla fon bulunduran ABD nin Cumhuriyet Bayramı tatilinde olması...
AMB toplantısı ile ABD tarımdışı önemli iki gündem

bol kazançlar,

AMB (Avrupa Merkez Bankası: faiz indirimi + LTRO


Değerli Arkadaşlar,

Perşembe günü ile AMB (Avrupa Merkez Bankası) ve Cuma günkü ABD Tarımdışı istihdamı birlikte ele alınıp fiyatlanama yapılabileceğini önce unutmamak gerekir hatırlatmasını yaparak cevaba geçeyim isterseniz...

Tüm diğer gelişmeleri yok varsayımı ile yola çıktığımız da perşembe günü AMB cephesinde
1. faiz indirimi
2. LTRO ( yani euro basma yani parasal genişleme)
iki beklenti hakim.. bu iki gelişme ve veriler sonucunda yön açısından tahmin de bulunabiliriz..
Buradan şunu anlıyoriz ki bu sefer faiz indirimi tek başına değil de LTRO ile daha sert fiyatlanabileceği beklentisi içinde piyasalar...
Şimdi olası senaryoları masaya yatıracak olursak

1.       Tekbaşına Euro faiz indirimi Euro/usd paritesini geriye itebilir.. ( eğer daha önceden düşüş ile fiyatlama yapıldı ise karar ve beklenti aynı olduğu için fazla inmez).. Euro paritesinde yaşanacak olan geri çekilme doları değerlendirecektir dünya piyasalarında iş bu sebeple doların değerlenmesi altın ons  da düşüşlere sebep olacaktır… içeri de ise faiz indirimi tek başına kabul edildiğinde  borsayı olumsuz etkileyen bir gelişlmedir..
 Diğer bir senaryo da Euro faiz indirimi ve LTRO birleşik düşünülerek yapılacak senaryo
2.       Euro faiz indimi gelir, LTRO masa da vb soylemi edilirse önce faiz kararı ile düşüş ardından çıkış yaşanabilir.. Bu tamamen başkanın vereceği mesaja göre piyasaların arz ve talepleri ile oluşacaktır..
3.       Euro faiz indirimi gelir LTRO da yapılırsa Euro da ciddi kayıplar yaşanabilir. 1,21-23 aralığı supriz olmaz gelecek gün ve ya haftalar bu durumda altın ons da da geri çekilme yaşayabilir ve 1520-1500 aşağısının kırılıp kırılmayacağını seyredeceğimiz günlere sebep olabilir..
4.       Euro faiz indirimi gelir LTRO olmayacak derse başka parite gene düşer ama bu sefer en çok borsalarda aşağı yönlü sert düşüşler görülür…  altın kararsız seyir alır borsadan çıkan kaçan paralar eğer altın tarafına gelmezse sert yükselişten bahsedemeyiz.. Zaten bu durum da dolar gene güvenilir liman olma özelliğine yakın olacağından altında sert yükselişler beklemek beyhudedir…

Umarım açıklayıcı olmuştur,
Kafanızda ki sorularınızı yönelterek gidermeye çalışırız fırsat  buldukça inşallah..
Bol ve hayırlı kazançlar,