BİRİNCİ KURAL : PARA KAYBETMEMEK
Altın, Döviz ,Borsa vb para piyasaları son yıllarda zengin olmak isteyen insanların
umut kapısı haline geldi. Zaten döviz paranızın değerini korumak için, altın
ise enflasyondan varlığınızın erimemesi için kullanılan bir kalkandır aslında. Borsa ise zaten bizde bilgisiz yatırımcılar
ile doludur maalesef. Ve en kolay para kazanılan yer olarak düşünülür ya da hayal edilir. Ancak borsada para kazanmak
sanıldığı gibi kolay da değil. Kısa vadede çok para kazanmak isteyenler çok
büyük paralarda kaybedebilirler.
Birikimlerini borsaya
ve altına yönlendiren her yatırımcı
parasını en iyi şekilde değerlendirerek yüksek oranda getiri sağlamak istiyor. Zenginlik
ve paranın sağladığı güce sahip olabilmek pek çok borsa yatırımcısının hayali. Bunu
gerçekleştirebilenlerin sayısı ise oldukça az.
Piyasada para
kazanabilmenin sırrını çözmüş ve başarılı olmuş yatırımcıların birikimlerini
değerlendirme biçimleri bazı noktalarda ortaklık gösteriyor. İşte bu ortak
noktalar borsada başarının sırrını oluşturuyor.
Bu sır aslında hepimizin bildiği üç altın kuraldan oluşuyor..
Piyasa oyuncuları
tarafından benimsenen bu üç altın üç
altın kural şunlar;
1. Para kaybetmemek,
2. Birinci kuralı unutmamak,
3. Para kazanmak.
Para kaybetmemek ana kural. Fiyatların düşüşe girdiği
dönemlerde para kaybetmeyen yatırımcılar her zaman başarılı oluyor. Para
kazanmak daha sonraki planda geliyor. Bu üç kural başarı ile uygulandığında
ortaya kazanç çıkıyor.
Para piyasalarında
tasarruflar değerlendirilir. Bunu bilen yatırımcılar en büyük şansı elde ediyor. Borç alınan, genel
ihtiyaçlar için ayrılan para ile borsa, altın , döviz piyasalarında yatırım yapanların
başarılı olma şansı çok zayıf. Çünkü
olası anlık nakit ihtiyaçlarında; ya da düşme eğiliminde varlığın paniğe
girmekteler. Çünkü aslında CANLARINI yatırmışlardır altına ya da borsaya ya da
dolara..
Özellikle borsanın ; mali disipline edilmiş ve bilimsel bir
yer olduğunu bilen, araştırma geliştirme raporlarını inceleyen, orta vadeli
projeksiyonlara göre yatırım yapanlar ve bekleyenler çok başarılı oluyorlar. Tasarrufları
ile değil de bir süre sonra ihtiyaç duyacakları paralar ile borsada oynayan
yatırımcılar genelde kaybediyorlar. Bu, döviz ve altın işlemleri yapanlar
içinde geçerlidir..
Sabreden
ve derviş olan kazanır
Türkiye'de çoğu
yatırımcı beklemeye tahammül edemiyor. Yatırımcı beklentisi yüksek olan, gelecek
vadede çıkma ihtimali yüksek olan varlığı almış olsa bile aldığı varlık durgun bir dönem geçirdiği zaman sıkılıyor ,
düşecekmiş paniğine giriyor ve başka paralar daha da çıkacakmış beklentisine
girerek sürekli olarak pozisyon değiştiriyor. Bu tarz bir yaklaşım yatırımcının
inanıp aldığı varlığa güven duygusunu kırıyor.
Şimdiye kadarki gözlemlerimde aldığını saklayan; uzun süreli
ve çeşitli portföy oluşturan ve bekleyen
yatırımcıların daha başarılı olduklarını gördük.
Ancak Türkiye gibi gelişmekte olan makro kararların çok sık
değiştiği bir yerde gelişmeler devamlı olarak değişiyor. Değişen konjüktöre
göre doğru kararları verebilen, alternatif piyasaları değerlendirmesini bilen
yatırımcılar her zaman daha kazançlı oluyorlar .Özellikle ekonomik durgunluk ya
da spekulatif hareketlerin gelebileceği hissedilen dönemlerde borsadaki payını azaltıp alternatif piyasalara
yönelenler ya ni kar satışı yapıp dövize vb dönenler doğru kararı vermiş
oluyorlar. Ya da tam tersi altın ya da dövizde iken kar realize edip başka dala
konmaları gibi.
Nefret, sevginin ikiz kardeşiymiş derler. Kar da zararın
kardeşidir.. Bu yüzden Zararı da sevmeye alışın. Yatırımcı olarak Sizler
ebeveynsiniz. Çocuklarınızdan biri KAR diğeri ZARARdır. Bazen yaramazlık(Zarar)
yaptığı zaman evlatlıktan çıkarmazsınız değil mi?
Altın alıp satmak bir
kazanç umudu olduğu kadar kaybetme riski de vardır. Bazen verilen yanlış bir
karar veya makro dengelerin de değişmesi nedeniyle piyasanın yönünün dönmesi
yatırımcıların zarar etmesine neden oluyor. Bu durumda hata ettiğini kabul
ederek zararını realize edebilen yatırımcılar çok daha büyük zararlardan
kurtuluyorlar. Piyasanın yeniden dönmesini beklemek yerine pozisyonunu zararla
kapatmasını bilen yatırımcılar daha başarılı oluyor. Özellikle acemi ve yeni
yatırımcılarda bu özelliklerin olmaması nedeniyle kaybediyorlar.
Gün içi hareketlerden
kaçının, sürekli işlem yapmaktan çekin elinizi
Gün içersindeki
düşüşleri değerlendirmeye çalışarak kar marjını yükseltmek isteyen yatırımcılar
genelde başarısız oluyorlar. Bu tür hareketleri uzman sayılabilecek
yatırımcıların bile tam uygulayamadıkları bilinmektedir. Bu tür hareketleri bir
iki kez gerçekleştirmeyi başarabilen yatırımcıların varlık yükselmeye
başladığında ellerindeki parayı kaptırdıklarını ve çok daha büyük karları
kaçırdıklarını çoğu defa şahit olmuşuzdur.
Söylentilerle hareket
etmeyin,
Yatırımcı sayısının çok
olduğu BÜYÜK ELLERİN DE piyasanın içerisinde.
Özellikle borsada hisseleri olan yatırımcılar lütfen her dedikoduya kulak
asmayın. Piyasayı çok iyi tanıyan ,aracı kurumları çok iyi bilen ve birebir
ilişkileri kuvvetli yatırımcıların oluşturduğu piyasada söylentiler çok kolay
bir biçimde yayılabiliyor. Söylentilere göre hareket eden yatırımcılar genelde
zararlı çıkıyor. Piyasadaki bütün haberlere sahip olmak isteyen yatırımcılar, borsaya
doğru haberlerin yanında yanlış haberlerin geldiğini de unutuyorlar. Gelen
haberlerden bir iki tanesi yanlış olduğu zaman bunların neden olacağı zarar
diğer haberlerden elde ettiğiniz karları götürecektir.
Spekülasyondan
kaçının
Piyasada spekülatör
hareketleri yatırımcıları çoğu zaman yanlış kararlara itiyor. Birçok yatırımcı
spekülatörlerle birlikte birşeyler alıyor ve onların yaptıkları hareketlere
kolaylıkla alet oluyor. Spekülatörlerin sert hareketleri veya günübirlik, sürü
psikolojisinin getirdiği hareketler yatırımcıya çok zarar ettiriyor. Satış
dalgası geldiği zaman yatırımcılar hiçbir şeyi göremiyor ve paniğe kapılarak
mantıklı karar veremiyorlar. Eğer makro dengeler değişmemişse ,sebepsiz yere
gerçekleşen panik satış anlarında mal alıp,herkesin aldığı zamanlarda yeterli
karı görüp satmak borsanın altın kurallarından biri ve bunu başarabilen her zaman
kazanan taraf oluyor.
Stop los seviyesini
koyun
Yatırımcılar aldıkları
kağıdın prim yapıp kar elde edince çok daha büyük beklentiler içerisine giriyor
ve ZARAR KES seviyesini koyamıyorlar. Hem düşüşlerde hem yükselişlerde kendi
risklerini belirleyerek ZARAR KES iyi koyabilen yatırımcılar başarılı
oluyorlar. Çok kısa vadede elde edilen yüksek karları realize edenler kazançlı
çıkıyor. Yükselişin hep aynı tempoda sürmeyeceğini unutmamak gerekir.
Hissi davranmayın
İyi bir yatırımcının
en önemli özelliği çabuk karar verebilmek. İkinci özelliği kararın doğru veya
yanlış olduğunun kararını verebilmek. Doğru bir karar verdiğine inanan ve
başkalarının fikirlerinden etkilenmeyen yatırımcılar başarılı oluyorlar. Ancak
bu kararı verirken hissi davranmamak da önemli. Gelişmeleri iyi değerlendirip
objektif olabilmek doğru kararın alınmasında etkili oluyor. Duygusal davranarak
verilen verilen yanlış bir kararda ısrar etmek büyük zararlara neden oluyor.
Gerçek yatırımcı; piyasaların geleceğe dönük beklentileri
alınıp satıldığı için belirsizlikler ile yönlendirildiğini bilirler. Önemli
olan bu belirsizlikleri, daha fazla bilgi toplayarak ve bunları
değerlendirerek, en aza indirmek olduğunu düşünürler. Daha da önemlisi
bunlardan gerekli dersleri alarak yaparlar. Bunu yapmak içinde oldukça esnek
davranırlar.
İşbu sebeple kendinize şu soruları sorun; Yatırımda prensiplere uydum
mu?
Alım satım kararlarını ne kadarını uygun zamanda yaptım?
Uygun büyüklükte bir portföy oluşturdum mu?
Bu sorulara verilecek
yanıtlar yatırımcının kendisini doğru yada yanlış iş yaptığını ortaya
çıkarmasına ışık tutar.
Yatırım kararlarında
etkinliğin diğer bir faktörü ise sadece kötü beklentilerin değil olası tüm
sonuçların düşünülmesidir.
Hepinize hayırlı, helalinden kocaman kocaman kazançlar.
Yukarıda ki bilgileri yatırım hayatınız da kulaklarınıza
küpe yapın.
Saygı ile,
Ümit Çoban
çok güzel bir yazı teşekkürler. nette https://kredi7.com/zengin-olmak-mi-istiyorsunuz-para-kazanmanin-altin-kurallari/ bu yazıyı da çok beğendim okumanızı tavsiye ederim
YanıtlaSilTeşekkürler, her yatırımcının , herkesin okuması gerekir.
YanıtlaSil